Evlilik öncesi ehliyet şartı…

Son günlerde ana haber bültenlerinde, gazetelerin manşetlerinde ve sosyal medyada sıkça karşımıza çıkan bu ifade, aslında sürücü belgesi gibi resmi bir kartı değil, evlilik öncesi eğitim ve psikolojik değerlendirmeyi kastediyor.

Yine de kelime seçiminden dolayı ister istemez insana biraz garip geliyor. Sanki evliliğe çıkmadan önce sınava girecek, test çözecekmişiz gibi.

Peki bu uygulamanın amacı ne?

Yetkililerin açıklamalarına bakarsak mesele boşanma oranlarının yüksekliği. Özellikle evliliğin ilk yıllarında yaşanan hızlı kopuşların önüne geçebilmek için çiftlerin daha bilinçli adım atması isteniyor. Bu nedenle sağlık raporunun yanına evlilik öncesi eğitimler ve psikososyal değerlendirmeler eklenmesi gündeme geldi.

Bir yandan bakıldığında mantıklı görünüyor. İnsanların evlenmeden önce bazı temel konularda bilgilendirilmesi, karşısındaki kişiyi daha iyi tanıması, sorumluluklarının farkına varması pek çok sıkıntının önüne geçebilir.

Aile içi iletişim, ekonomik paylaşım, çocuk yetiştirme gibi meseleler düğünden sonra değil, çok daha önce konuşulmalı. Belki de böyle bir süreç, farkındalık yaratır.

Ama işin bir de diğer tarafı var. Devletin, insanların en mahrem kararlarından biri olan evlilik konusunda ehliyet gibi bir şart koşması, özgürlükler açısından tartışmalı.

Kimin evliliğe hazır olup olmadığı hangi ölçütlere göre belirlenecek?

Hangi psikolojik test, hangi eğitim, hangi rapor bunu net şekilde gösterebilir?

Evliliğe uygun olmayanlara “Siz başka dünyaların insanısınız mı? Denilecek...

Evlilik öncesi eğitimler teşvik edilebilir, gönüllü olanlara ücretsiz ve kapsamlı programlar sunulabilir. Ama bunu bir ehliyet şartına bağlamak, insanların hayatına fazladan bir duvar örmekten başka bir işe yaramayabilir. Toplumun aile kurumunu güçlendirmeye ihtiyacı var, doğru. Ama bunu insanları sıkboğaz ederek değil, bilinçlendirerek ve destekleyerek yapmak gerekir.

Sonuçta evlilik, sadece iki imzanın atıldığı bir sözleşme değil; duyguların, sorumlulukların, hayatların birleştiği uzun bir yol.

Bu yolda hazırlık yapmak elbette kıymetli. Ama o hazırlığın gönüllü olması, insanları korkutmayan, yormayan bir şekilde sunulması çok daha anlamlı olur.

Yoksa ehliyet adı altında getirilecek her yeni zorunluluk, daha başlamadan bazı evlilikleri yokuşa sürmekten başka bir işe yaramaz.