Bugün toplumda kurumların başında bulunan işvereninden  müdürüne , yöneticisinden ustabaşına , holding yönetiminden parti genel başkanlarına kadar ; insanların büyük çoğunluğu başarı için ekip oluştururken ; sadık , güvenilir ve vefalı insanlar arıyorlar . Parti yönetiminden tutun , şirket yönetimine kadar bütün kurumlarda , bu tip insanlar o kurumlar için adeta ilaç gibi . Hatay ' da  defne sabunu yapan bir usta vardı . Harika defne sabunları üretiyordu ve ben de ihtiyaç olduğununda istiyordum  kargoyla bana gönderiyordu . İki - üç yıl irtibatımız sürdü . Bir gün yine sabun istemek için adamı aradığımda telefona çıkan çalışanı ,  patronunun bir hafta evvel kalp krizinden öldüğünü ve sabunun formulünü kimseyle paylaşmadığı için , artık sabun üretemediklerini  söylediğinde doğrusu çok şaşırmıştım . Düşündüm demek ki adam yakınları da olsa ; kendine sadık , güvenilir ve vefalı birini bulamadığından formulü paylaşmamış . Paylaşsa bir iki ay içinde o yakını , hemen karşısına dükkân açıp rakip olurdu . Madalyonın öbür tarafında da ; formülün  paylaşılmaması sonucu o güzelim defne sabunu artık üretilmiyor , yani olan tüketiciye ve böylesine değerli bir ürünü kaybeden ülkemize  oldu . Hakikaten o başustaların yıllarla elde ettikleri o kadar değerli tecrübeleri var ki ; bunlar nesilden nesile aktarılmazsa çok büyük kayıp olur . O büyük ustalar bu formülleri uzun denemelerin yanında ;  bazan tesadüfen de buluyorlar ; yani sadece çalışmayla da olmuyor . Eskiden bu tecrübeler ne güzel korunmuş ve nesilden nesile aktarılmış . Zira o insanlarda sadakat varmış , güven varmış , vefa varmış . Ustasından aldığı bigiyi alıp ,hemen ona rakip olan insanlar yokmuş . Aynı iş yerinde kırk yıldır çalışan insanlar vardı ve hiçbir zaman ustasına , işletmesine ihanet etmemiş . Öylesine bir güven vermiş ki onlarda her türlü tecrübe ve bilgilerini onunla paylaşmışlar . Belki onlar demişse " Git bir yer aç ! " diye o zaman açmış . Tabii o zamanda rakip değil kardeş kuruluş olmuşlar . Bugün kırk yıldır aynı firmada çalışan kaç insan var . Ne yazık ki bugün insanlar iki kelime bir şey öğrenince hemen bir yer açıyor . Bir şeye de benzemiyor . Her tarafda böyle küçük olsun benim olsun anlayışıyla açılan iş yeri furyası var . Ustasının bigi ve tecrübesini yeterince almadığı için ürettiği üründe iyi değil . Bu furya başladığından dolayı da ustalar bigi ve tecrübelerini aktarmaktan iptina ediyorlar ve bana göre haklılar da . Değerlerimizin nereden nereye geldiğine dair sizleri farklı bir örneğe götüreceğim . Sakarya Meydan Muharebesi ' nde 77 mm lik top mermisini , 75 mm lik topa uydurmak için 25 yaşındaki genç mühendisimiz Veli bu iş için kolları sıvıyor .   İki mm lik fazlalığı alması için ürettiği özel torna aparatını , mermi patlarsa imalathaneye zarar vermesin diye ölümü göze alarak ; tek başına yanına da kimseyi almayarak bir barakaya kuruyor ve orada 2 mm lik top mermisinin fazlalığını alıyor . Bu deneme başarılı olunca aparatların sayısı artırılarak işlem hızlanıyor ve böylece askerin cephane ihtiyacına büyük katkı sağlıyor . Normalde  güvenlik için merminin içinin boşaltılarak bu işlemin yapılması lazım . Ancak Sakarya Meydan Muharebesi '  nin başlamasına sadece iki gün var ve bu kadar kısa sürede o risk göze alınmadan , o kadar top mermisinin torna işleminin yetişmesi mümkün değil . Bakın vatansever genç bir mühendis , vatan için kendini feda etmeyi göze alıyor ve ülkenin kaderini değiştiriyor . Bir de bugünü düşünüyorum . Yangın başına PKK dan bin - iki bin dolar alan ve kendilerine " Ateşin çocukları "  diyen kandırılmış bizim çocuklarımız , ayrıca yaktıkları yeri videoya alıyorlarmış , hasar ne kadar büyük olursa alacakları para da o kadar artıyormuş . Vatanının ormanlarını para karşılığında yakan bir bu gençlere  bakın , bir de Kurtuluş Savaşı ' nda canını ortaya koyan gençlere . İşte değerlerimizden neler kaybettiğimizin belgesi  . O yıllardaki eğtim siteminin , anne - babaların gençlere verdiği vatan sevgisine bakın bunu çok iyi düşünmemiz ve biz anne - babalar bugün böyle gençlerin olmasından dolayı kendimizi sorgulamamız lazım . Bugün  sadakatsizlik , güvensizlik , vefasızlık toplumda o kadar artmış ki argo tabirle bu işin " Cılkı ! " çıkmış . Ankara ' dan tanıdığım genç bir kardeşim diyor ki " Asım abi babam ölünce büyük abimizi babamızın yerine koyduk ,  o da bizi iki milyon lira dolandırdı gitti , şimdi hiçbirimiz onunla konuşmuyoruz . Bu olay bizde şok etkisi yaptı , kime inanıp güveneceğiz şaşırdık kaldık . Resmen bir güven bunalımı yaşıyoruz . " Bunun gibi örneklerin sayısı binlerce  . Eskiden babalarının dostlarını , babaları öldükten sonra babaları gibi görüp ; onlara saygıda kusur etmeyen evlatlar olduğu gibi ; o yıllarda amcayı , dayıyı , abiyi geçtik ; o baba doslarından bile babaları gibi kendilerine akıl veren , yol gösteren , doğruları kendilerine söyleyen insanlar vardı ; şimdi ise insanlar baba yerine koydukları öz abilerinden , kardeşlerinden bile darbe yer hale geldiler . Bu hale nasıl geldik ? (DEVAM EDECEK)