Günlerden Cumartesi. Havada lapa lapa kar var. Birazda soğuk tabi, bildiğimiz Sivas soğuğu.. Sabah erken saatlerde çıktım evden dışarıya şöyle bir gezdim, Atatürk caddesini ve İstasyon caddesini. İçimden bir hayıflandım ve dedim ki “Bugün Sivasspor’un, Beşiktaş ile maçı var”. Şehirde hiç maç havası yok. Henüz “vakit erken” diye düşünerek kendime teselli verdim. Daha maça çok zaman var, dedim kendi kendime. Vakit ilerledikçe, caddeler kalabalıklaşmayacaktır. Ve öylede oldu. Kırmızı- beyaz formalı ve kaşkollü insanları gördükçe, içim ferahlamaya ve yüzümde tebessümler oluşmaya başladı. Şöyle bir gazeteye doğru gideyim diye, Basın Sitesi’nin yolunu tuttum. Gazeteci abilerim Selahattin Çerik, Murat Güney ve matbaacı üstadımız Osman abi ile sohbet etmeye başladık. Bir yandan da sobanın üzerinde çay demledik tabi. Sohbet çaysız olmaz. Benim aklımda hala maç var. Ne olacak? dedim, bugün ki maç sizce. Ben, DG Sivasspor kazanacak diyorum. Herkes tek ağız yapmış gibi “Kazanacak Sivas” dediler. Nasıl yani dedim, şaşkınlık ve sevinç içerisinde!.. Sen kazanacak diyorsun; “bizde bir Sivaslı olarak şimdi sana muhalefet mi, olalım” dediler ve gülüştük. Hadi kalk bir çay koyda içelim dedi Selahattin abi, “içimiz ısınsın”. Bu maç Sivas'ın. Maçı fazla kafana takma dedi, Murat abi “ Sivas kazanacak” Usta matbaacı Osman abi ise matbaa makinasının sesinden sadece kafa sallayarak cevap verdi sorularıma. Oda tasdikler gibiydi diğer abilerimi. İşte o an dedim ki, “Sivaslı bugün takımının kazanacağından emin.” Tüm şehrinde aynı onlar gibi düşündüğünü yolda karşılaştığım her Sivaslı’nın yüzünde görüyordum adeta. Hem kaldırımda yürüyor, hem de içimden “Sivas kazanacak-Sivas kazanacak” diyorum. Ve kazandık, çok şükür. Karşılaşmaya DG Sivasspor, kontrollü başladı. Kısacası kendisi oynadı, Beşiktaş’ı oynatmadı. Teknik direktör Rıza Çalımbay’ın taktiği tutu anlayacağınız. DG Sivasspor’un yeni transferleri Saiz ve Caicedo taraftarların önüne ilk defa çıkıyorlardı. Kırmızı-Beyazlı yiğidolar, her iki transferi de coşku ile karşıladılar ve bağırlarına bastılar. Takım çok güzel oynuyor, tirübünler de yerlerini alan taraftarlar coşkulu. Gol ha geldi, ha gelecek derken. İki yeni transferlerimiz, Saiz ve Caicedo iş birliğinin sonucunda golü bulduk. Caicedo’nun asistinde Saiz sert ve düzgün vurdu. Direğe çarpan top kaleci Mert’in sağından ağlarla buluştu. Dedim bu ''Saiz'' Sivas'ın beklediği ''hızlı tren'' olmasın. Saiz, müthiş bir yetenek ve hızlı bir sürate sahip. Deplasmanda çok maç kazandırır, kırmızı -beyazlı ekibimize. Caicedo’nun sakatlanıp oyundan erken çıkması üzdü beni. Ama oda sahada kaldığı sürece başarılı bir oyun sergiledi. Sakatlığı çokta önemli değildir, umarım. Gol dakikasından sonra oyun tam DG Sivasspor’un istediği şekle büründü. Beşiktaş’ın kanatlarını iyi kapatan DG Sivasspor, rakibine pozisyon vermedi. Erdoğan’ın müthiş ara pasında Angielski ile yakaladığımız net gol pozisyonundan faydalanamadık. O top gol olsa, maç orda bitecekti. DG Sivassporlu futbolcularda öyle konsantre olmuşlarda ki maça, kimse sırıtmadı ve elinden geleni yaptı. Oyuna sonradan giren Samba Camara, bir pozisyonda sakatlanmasına rağmen harika oynadı. DG Sivasspor’da tek tek isimlerini saymaya gerek yok, herkes dersine iyi çalışmıştı. Sahada, takım olarak müthiş bir mücadele gösterdiler. Bu mücadelelerinin karşılığına da tek golle de olsa 3 puanı aldılar. Tüm şehir olarak; Saha da futbolcular, tirübüne gelen veya bir şekilde gelemeyen evlerinde, iş yerlerinde duaları ile destekleyen herkesin galibiyette pay sahibi olduğunu düşünüyorum. Bu alınan galibiyet, müthiş bir hava oluşturacak ve camiayı bir araya getirecektir. Sivasspor, en kısa zamanda puan cetvelinde hak ettiği yeri alacaktır.