Sivasspor’un aldığı kötü sonuçların ardından yakmak ve yıkmak çok kolay.
Bende sizler gibi kötü gidişten dertliyim!
Oynanan kötü futbolun umutlarınızı kırdığının da farkındayım.
Biz yine de camia olarak kolay olanı seçmeyelim, biraz bekleyelim.
Ortalığı yangın yerine çevirmeye biraz ara verme, zamanının geldiğini düşünüyorum.
Böyle devam ettiğimiz sürece Sivasspor’a daha fazla zarar vereceğiz.
Ligde henüz herşey bitmiş değil!
Önümüzde daha çok maç var ve en önemlisi Pazartesi günü İstanbul’da oynayacağımız Başakşehir maçı.
İşte bunun için diyorum ki “İyi günde kötü günde taraftarın hep senle”...
Hiç umudu kalmamış, tedaviye cevap vermeyen bir hastanın en büyük ilacı moraldir.
Şuan takımımızın böyle bir desteğe ve morale ihtiyacı var.
Kırmızı beyazlı takımımız kötü günler geçiriyor, bu doğru...
Camia olarak her mecrada eleştiriyoruz, tabi ki eleştireceğiz!
Eleştirilerimizin yapıcı olmasına, üslubumuzun, nereye gittiğine ve nelere zarar verdiğine de dikkat etmemiz gerek.
Bu takım kim ne derse desin bu şehrin takımı!
Tarihinde yaptıklarını kimse inkar edemez, öyle bir durumda söz konusu değil.
Taraftar olarak hepimizin tek amacı “4 Eylül” şehrinin takımını nasıl daha iyi bir yere getirebiliriz olmalı...
Kötü gidişatın hesabı mutlaka sorulacak!
Kırmadan, dökmeden, küstürmeden...
Doğru yapılması gereken, henüz vakit varken Sivasspor’a destek verip, sahip çıkıp takımı yeniden ayağa kaldırmada pay sahibi olmaktır.
Tren kaçmış değil!
Ligin son haftasında son düdük çalana kadar umudumuzu korumalı ve desteğimizi sürdürmeliyiz.
Kim ne derse desin, bu takım ayağa kalkacaktır.
Bunun ateşini de İstanbul’da yaşayan Sivaslıların yakacağından eminim!
Pazartesi günü oynanacak olan Başakşehir maçında tribünde kendilerine ayrılan yeri doldurarak.
Elbette, Sivasspor’umuzu yalnız bırakmayacaklardır.
Onların desteği sayesinde alınacak olan 3 puanla “Sivasspor, küllerinden yeniden doğacak"dır.
Her zamankinden daha çok birlikteliğe ihtiyacımız var...
Sezon sonuna kadar; köstek değil, destek olma zamanıdır.
Kalın sağlıcakla...