Eski bir yazımı da takdim edeyim. Orada da ?İhtisas Üniversiteleri üzerine düşünün?? diye feryat etmişim. 26.12.2012 tarihlidir.?
 
?Türkiye kendi geleneğini tarihini kökten reddedişi sebebiyle modernleşme macerasına talihsiz başlamıştır. Tarihi reddetmek bir toplumu tarihinden koparmaz; çünkü tarih başkalarıyla beraber yaşanmıştır ve istemeseniz de tarihiniz size büyük roller yükleyebilir. Ama reddettiğiniz için bu yükleri çekecek kudreti kazandıracak tecrübeden mahrumsunuzdur.
Modernleşme hikâyesini bazen sert ve radikal bir redd-i miras zeminine oturtan Türkiye için tek yol modernlik patentini bulunduran ülkeleri taklit etmek? Üniversiteler de bu taklitten payını almışlar, liyakat sahibi kişilerin tasfiyesiyle geriye sadece süratli bir taklit hareketi kalmıştır. Bir ortaçağ kurumu olan Oxford hâlâ bütün geleneğiyle tarihiyle beraber yoluna yürürken, İstanbul Üniversitesi´nin ise sadece giriş kapısı tarihîdir.
Modernleşme/Zamanın getirdiklerine cevap verebilme adına, geriye sadece eklektik tavır kalıyor? Oradan, buradan, şuradan devşirilerek teknik, yarı teknik, tam teşekküllü üniversite derken metrekareye düşen üniversite sayısında az zamanda rekor kırıyoruz?
Tam teşekküllü üniversite, taşra esnafının ve onlarla aynı zihniyete sahip siyasetçi ve idarecilerin rüyasıdır? Çünkü öğrenci demek para demek, neredeyse sekiz aylık turizm sezonu gibi kentlerin çarşı pazarı canlanıyor, kiralık evler kıymete biniyor, zamparalar zampikliklerini yapacak imkâna kavuşuyor vs?  Bu zihniyetin bir yanında da ?Öküzüm büyük olsun!? sadedinde bir köylülük tortusu vardır.
Tam teşekküllü üniversite demek: Merkezi konumda kampüsün ağır topu tıp fakültesi başta olmak üzere, akla gelen her fakültenin olması demek? Bir yandan adam bulmak zor, bir yandan bulanı tutmak? Kalitelisini aramak gibi bir lüksümüz çoğu kere yok? Öğrenci bulmak ise en kolayı?
Derken üniversite şişmanlıyor şişmanlıyor dev bir sahte diploma darphanesine dönüşüyor?
Geceli gündüzlü çalışa çalışa seri halde diplomalı genç yetiştiriyoruz ve belki de gençleri okullarda tutarak ihtiyarlatmanın bir yolu bu?
Diplomalı işsiz sayısında büyük artış var ama tahsilli insan sayısı itibariyle Avrupa´yı yakalamamıza az kaldı? Fesatlık etmeyin, eğitim düşmanı değilim; isterseniz üçüncü vardiyayı da açalım; sanayi esnafını ve emeklileri de mektebe alalım?
Ben sizin bildiğiniz muhaliflerden değilim ve esas davam bu anlattıklarımdır?
Kalemimin eksilmesi gayr-ı kabil öfkesi, kadrolaşma-siyasileşme-çıkarcılık esaslı gidişat idi?
Arada bir dokundurmam da rahatsız etmek yoluyla, düşünmenin lüzumunu hissettirmekten ibarettir. Sert dokundurmuş olabilirim, insanlık halidir olur; ama o esas okumanızı istediğim incecik latifeleri, pek çok okuyucu gözden kaçırmış; hani neredeyse ?Humor? noksanısınız diyesim geliyor? Bir de tabii arada bir sürü harici, dâhili haset ve fesat da mutlaka var?
Sayın büyükler,
İş sahibi olmak?eş ve aş da beraberinde- tamamen eğitim kurumlarına bağlanmıştır ve yükün büyüğü üniversitelerin üzerinedir. Görüldüğü üzere, istihdam politikaları ile üniversiteler arasında büyük bir kopukluk vardır?
İnce çalışacaksınız her köye bir üniversite değil, ihtisas üniversiteleri açacaksınız. Planlama yerine, siyasi ve genç nüfusun dertlerini öteleme emellerle kondurulan üniversiteler, yakın gelecekte gecekondu mahallesine döner? Açılanlar için çok ciddi ıslah projeleri geliştirmek ten başka yapacak bir şey kalmamıştır?
Ve sayın siyasiler,
Bir dahaki seçimi garantiye almak için üniversitelere siyasi baskı yapmayın, şov malzemesi olarak kullanmayın. Tamamının vizyonsuz olduğunu düşünmediğim rektörlerin üzerine abanmayı bırakın; işleri zordur ve hele vizyon sahibi iseler çok daha zordur?
Sayın rektörler, girişim ruhundan uzak, laçka, geleneksiz ve hava parası devri ile yaşayan şu zavallı kentlerin asalaklarının cebi şişsin diye;
Siyasiler de bunu rakama dökerek kendilerine oy hissesi ayırsın diye;
Ve özellikle rakamlara tapanların takdirini kazanmak için çok daha fazla öğrenci alarak üniversiteleri şişmanlatmayın?
Sayın rektörler,
İhtisas Üniversiteleri üzerine düşünün, istihdama yönelik ve dikey yükselmeye elverişli belki bugün varlığı hissedilmeyecek haysiyetli adımlara ihtiyaç var? Vizyon sahibi olmak budur ve size ikinci bir rektörlük meşakkati katar ama sağlığınızda minnetle, göçtüğünüzde de rahmetle anılırsınız?
Bu yazı/yazılar sadece mahalli basında yayınlanmadığı için, bütün üniversitelerle ilgilidir?  Sonuna kadar da derdimdir, çünkü hem hoca, hem öğrenci velisiyim; dahası, son nefesime kadar bu memleketin her şeyiyle ve sonuna kadar ilgiliyim. Tulumbacı esnafın, kartvizit eşrafının, muktedir görünümlü siyasilerin alınmasını ve olur´a ?Aaabu laflar bize!? hissine kapılıp kaş çatmasını mucip bir hal yoktur?
Olursa da kimesneye eyvallahımız yoktur!
NOT: Kalp krizi geçirmiştim, uzun zamandır stoktan yazılarla idare ediyorduk? Şimdi iyiyim, hatta kardiyoloji servisi bana zorla spor yaptırıyor; form tutuyor ve kalemimin ucunu sivriltiyorum(!). Servisin pek kıymetli hocalarına ve bütün elemanlarına; ayrıca ilgisini esirgemeyen Sayın Rektörümüze, özellikle rektör yardımcımız Prof. Dr. Ali Erkul´a teşekkür ederim??