Yediğimiz mandalina kabuklarını sobanın üzerine dizmiştik oda kokusu en doğalından. Köşede ağaç bir sadalye sallanıyordu herkes sırası ile otururdu, çok severdik. Elimizde sıcacık annemin hazırladığı ıhlamur buram buram kokardı. Annem çok naif bir kadındı hep bize yumuşak bir ses tonu ile hitap ederdi. Her işi üstlenmişti, ufak tefek yardım ederdik, ona bile kıyamazdı malum ev sobalı mutfak soğuk olurdu. Onun elleri üşürdü ama yüreği sıcacıktı. Karşı komşumuz Nihal hoca vardı. Kur'an kursu hocasıydı camiden giderken sıkça bize uğrardı. Bahçe kapımız ahşap dı ''O kapı benim için çok özel bir kapıydı, evimiz bizim cennetimizdi'' gırç diye bir ses çıkardı hemen koşardık cama kim gelmiş diye. Uzun boylu yuvarlak çehreli güzel bir hanımefendi idi gülümseyerek girerdi içeri. Annemde bir hürmet bir hürmet Nihal hocayı çok severdi. Orada öğrendim ''Allah için sevmenin ne demek olduğunu.'' Nihal hoca'ya kimi zaman kek ikram ederdik kimi zaman süt, ikramsız asla kaldırmazdı annem kimseyi. Nihal hoca anneme kıssalar anlatırdı. Üslubu anlatma şekli çok güzeldi bizde kıvrılır oturur dinlerdik bir köşeye. Sobanın sıcağında bir de bakmışız ki kız kardeşim uyumuş. Nihal hoca gülerdi cemaat azalıyor diye. Annemin dostu çoktu herkese değer verirdi önemserdi. Bizim de yüreğimize inceden inceye insan sevgisi işlemişti. ''Kendi ile derdi olanın başkası ile derdi olmaz yavrum derdi, nefsimin günahından başkasını görecek durumum yok, hiç kimseyi kınamayın insandır olur'' diye de eklerdi. Annemin hiç yakındığını görmedim hep şükrederdi aslında eşyalarda iyiden iyiye eskimişti ama eşya alınır huzur satın alınmaz derdi huzurumuzu dünyalık meseleler için hiç bozmadı. Böylesine naif bir kadının kızı olmak bana yetiyordu. Boş kaldığında muhakkak eline iğne oyasını alırdı bizim de öğrenmemiz konusunda inceden duyururdu. "Kızım elinizde bir zanaatınız olsun ince iş kadına yakışır. Düşüncelerinide bir bakmışsın işlemişsin ne dert kaldır ne tasa." Sık sık inşirah suresini okurdu onun hayatı inşirah süresi gibiydi hiç boş kalmaz yorulduğunda başka bir işle kendini yorardı. Annem hizmet ehli bir kadındı ''Hizmet nimettir'' derdi hiç üşenmezdi. Sevgiye doyur muştu körpe yüreklerimizi anneler babalar sadece çocukları nın midelerini değil yüreklerinide doyurmalıydılar. Mideye nasıl her yiyecek iyi gelmez hazmedemezse gönülede her söz iyi gelmezdi. Bir de şu var ki yürekte hazmedilmeyen sözler yıllar geçse insanın yakasını bırakmazdı. Annenin her sözü insan'a teysir ederdi. Annem bunu bilirdi yavrum canım sözcüklerini bizden hiç esirgemezdi. Anneniz sizi anladıysa hayatta bir sıfır öndesiniz demektir. Hadi bana müsaade sobanın üzerindeki ıhlamurun kokusu ta buraya geldi. Nihal ablada gelmiştir anlatıyordur anneme inceden inceye. Bir sonra ki yazı da buluşmak üzere.