Yılın son günlerini yaşarken bize de tefekkür penceresi açılır, geçen yıl ile bu yıl arasında kalan « biz » dışarıdan kendimizi izleriz. Zamanın akışı karşısında hayrete düşeriz kimi zaman. Ve sırayla gönül penceremden içeri sızar Ocak, Şubat, Mart yada Nisan, Kasım,Haziran öncelikle her mevsimin ayrı bir güzelliği var kendi içinde, daha sonrada ayların, hayatın rutini karşısında günler aylar birbirine karışır fark etmeyiz bile, halbuki her dakikayı sinemize çeke çeke yaşamamız lazım. Ömür kandili yanmakta. Hayat takvimiz den her gün bir yaprak daha düşmekte ve biz zaman zaman günlerimizi tesbih tanesine döndeririz.
Kocaman bir yıl geride kalırken, anı kumbaramızda neler var göz atalım. İnsan yaşadığı sıradan bir günü hatırlamaz normal olarak, altı ay önce bugün ne yapıyorduk elbette bilemeyiz ama kendimiz için ya da ailemiz, eşimiz dostumuz için güzel bir eylem gerçekleştirdi isek, o günü hafızamız kaydeder ve arada bize hatırlatır. Kişinin mutluluğu bir başkasını mutlu etmekten geçer bazen, ve karşımızdaki insanın var olduğunu özel olduğunu kabul ederek hayat denizin de yüzmek lazım, insanları çeşitli sıfatlarla tanımlarız. Anne gibi, eş gibi, arkadaş gibi bazen tanımladığımız sıfatla karşımızdaki kişinin tavırları denk düşmez, biz iyilikle emrolunduk, kişinin sadece insan olması hasebiyle bile güzel bir hitapla hitap etmeli ve güzel davranışlar sergilemeliyiz. Nezaket karşımızdaki kişiye verdiğimiz değeri değil, nezaket içimizdeki bizi aksetmesidir.
İnsan yeni bir yıla girerken, kararlar alır, ya da almalıdır. Gelin bu yıl ilk aldığımız karar en çok şikayet ettiğimiz bir mesele olsun. Şikayetleriniz ya sık sık kızarız çevremizdekilere, saygı görmediğimizden bahsediririz, hayatımıza müdahale edildiğinden, yersiz eleştirilerden canımızı yakan sözlerden. Gelin bu yıl kimsenin hayatına müdahale etmeyelim, içeriğini bilmeden kimsenin hakkında yorumlar yapmayalım. Kırıcı olmayalım kırgın olduğumuz kişiler varsa affedelim, bize yapılanı büyütüp kocaman alışılmaz bir dağ haline getirmeyelim. Niyet edelim iyiliğe, niyet edelim dostluğa öyle ya tüm hatalarımıza rağmen bizi affeden Rabbimiz var, bizde onun hatrına onun kullarını affedelim.
Ve bu yıl, karıncayı bile incitmemeye niyet edelim !
Ve yeni yıl için tabi başka kararlar da lazım, kendimizle alakalı neyden yakınıyorsak, neyi düzelmek istiyorsak, küçük adımlar atarak başlaya biliriz, kitap okuyamamaktan şikayetçiysek her gün elli sayfa hedef yerine beş sayfa hedef belirlesek üç yüz altmış beş çarpı bin sekiz yüz yirmi beş yapar, ortalama iki yüz sayfalık kitap okusak yaklaşık on kitap okumuş oluruz, hiç az değil, daha önce hiç okuyamayan birine.
Egzersiz yapamamaktan dertleniyorsak on dakikayla başlamak, su içme alışkanlığı için evin çeşitli yerlerine su şişeleri koymak, yani neyin değişmesini istiyorsak, onun için küçük bir adım. Yarım kalan işler kişinin enerjisini kötü anlamda etkilediğini biliyoruz. Yarım işlerimizi tamamlamak, belki zamanımız varsa bu yıl yeni bir hobi kazanmak, hali hazırda bir işimiz varsa en iyisini yapmaya gayret etmek, yoksa da zamanın akışında sadece rutini götürmek yerine, belki bir kursa gitmek, tezhip, fotoğrafçılık, resim ilgi alanımız neyse. İnanın sadece rutini götürdüğümüz takdirde, bir gün geriye dönüp bakıcaz ve sıradan geçmiş günlere yarenlik etmiş olarak kendimizi bulacağız.
Gelin bu yıl çevremizdekilerin iyi olmasını beklemek yerine, biz önce kendi içimizdeki neferi yakıp, kendimizi aydınlatarak, daha sonrada çevremizi aydınlatalım.
Sonra huzurla gelsin ocak, şubat,
Hüzünleriniz şubat gibi kısa olsun,
Bu yıl da konup sonra uçtuğunda arkasından ne güzel bir yıldı demeniz ümidiyle !