Eski takvimler yıprandı, dalları da azar azar tükendi. Her şeyin yenisi insana heyecan veriyor sanki, yeni takvimler yerlerini aldı. Kokusu, dokusu pırıl pırıl. Tekrar baştan yazabilirsin sil baştan değişmesini istediğin ne varsa, kalem senin elinde kaderin müsaade ettiğince. Yılın sonunda ne okumak istersen onu yaz, bir bakacaksın bu yılın defterini de ömür defterdarı senden teslim almış O vakit gelmeden dalları berrak ve saydam olan Ocak ayını doldurmaya başlayalım. Doğum günümüz olur, hicri yılbaşı olur, miladi yıl başı olur, üç aylar olur, Ramazan olur, hafta başı olur, bize başlamak için bazen sebepler lazım, ya da anlamak için.
Anladım ki her şeye yetişemeyeceğim, o zaman günlük rutinden bazen çıkıp o zaten hiç bitmeyecek, yapabilsem, gidebilsem dediğin ne varsa onu hayatın dağdağlı halinin arasına sıkıştırmak lazım. Örneğin bir vakit namaz dahi olsa Ulu camide kılma fırsatı bulduk mu? Geçtiğimiz yıl, böyle bir isteğimiz varsa tabi. En az 12 kitap bitirdik mi? Gelecek planına katkı olması için yeni bir şey öğrendik mi? En az bir hatim yapabildik mi? Kur’an mailini sahi en son ne zaman okuduk? Mealden de bir hatim yaptık mı? Karın altında yürüdük mü? Sonbahar da yaprakların çıtırtsında gezdik mi? Yazın semaverden çay içtik mi? Hep kırılmamak için gardını alan nefsimize dönüp kimseyi incitme dedik mi? Sabah rutinini, akşam rutinini sağlamlaştırdık mı? Ayet ayet mi başladık mı güne? Ya da kolayca ötekileştirdik mi? Kendi hatalarımızı örtüp, başkasının hatalarının sürekli kulisinimi yaptık? Kendimize mübah gördüğümüzü başkasına hep çok mu gördük?
Akıl verdik, eleştirdik bırak boş işleri dedik ama 10 TL versek gerimi istedik. Biz ne yapsak doğru saydık ama gerisini hep yanlış mı gördük. Ah! Biz kendimize geçiremediğimiz sözleri, ya da evladımıza başkasına kolayca nasihat mi ettik? Gelin bu yıl benlik gömleğinden bir kurtulalım. Belki empati gömleğini giyeriz böylece. Hiç ertelemeyelim bu yıl, yarın demeyelim yarın tüm hengamesi ile yolda. Biz vakit çalalım kendimizden. Kek yapalım hiç daha önce evimize gelmemiş birini davet edelim, ev hali başkadır, sıcaklığı samimiyeti. Uzaktan tanıştığımız birine telefon açıp merhaba diyelim insan insana sohbet niyeti ile ve anlaşılsın ki insan karşılıksız da sohbet edebilir.
Çocuklarımızla daha çok sohbet edelim, onların anı defterlerinde el izlerimiz çok olsun, annem der ki diye başladığı cümleler cebinde bolca olsun, ihtiyaç duyduğunda bizi ara ara okusun, anlasın, anlatsın.
Sıla-i rahimi dizelere tercih edelim. Sıla-i rahimin sonunda çokça müjde var ve her şeyin yolculuğuna çıkmayı başaran insan bir tek kendi yolculuğunda yolunu kaybetti. Kendimizi tanımaya çalışalım. Düzenli istikrarlı çalışalım. Biliyoruz ki rızkımız gayretimize bağlı. Gayretten sorumluyuz, sonuçları Allah yaratır. Fırsat bulunca, kış ayında uzun duşlar, mumlar, güzel kokular, sıcak farklı çaylarla mola verelim yorgunluklara. Kendi sesine, çığlığına kulak tıkayan kimseyi duyamaz.
Güzel dolu dolu bir yıl olsun. Okuyacağımız çok hikayemiz olsun kendimizle ilgili.
Bir sonraki yazıda buluşmak duası ile .