Temsilde liyakat sorunu olduğunu düşünüyorum…
Milletvekili milletin bizzat ve her konuda vekili değil, millete vekildir. Millet denilen varlığın zaten vekili olmaz, demokrasi bu yüzden “millet” değil, halk kavramı üzerine oturmuştur.
Millete vekil olmak ne demektir?
Mecliste ve hükümette hizmet, yatırım, istihdam konularında milletin, yani halkın, yani vekalet ettiğiniz ilin hakkını korumak ve yükseltmektir.
Vekilin, bizzat seçildiği ilin halkından olması; halkı tanıdığı gibi, problemlerine vakıf olması ve daha önemlisi hizmet aşkıyla dolu olması gerekir. Ben işsizlerle oturmayan, sabah namazından sonra amele meydanında “Ne iş olsa yaparım!” diye kıvranan insanları görmeyen, tanımayan insanlardan milletvekili olmayacağını düşünüyorum…
Ama oluyor değil mi?
Sadece şehir eşrafı pozundaki zadegân artığı bir avuç mütegallibe ile düşüp kalkan, mecliste de sadece parmağı kadar kıymet-i harbiyesi olanlar mebus değil midir? Bazıları merkezi atama ile gelmişlerdir, belki dedesinin dedesi o şehirdendir, bazıları da partiye nakdî yardımla yani para zoruyla milletvekilleri olmuşlardır. Sayın cumhurbaşkanı paralel yapı ile mücadelesinde destek görmediğini ifade ederken, kendisini desteklemeyen milletvekillerini de kendi atadığını unutmamalıdır. Yeni başbakanımız ise mutlaka bilmeli ve “parmak milletvekilleri”ne değil, hizmete ve hürmete ehil insanlara yönelmelidir…
Parmak Milletvekilleri güçlerini yatırımda, işte, aşta hizmette değil; sosyetede boy göstermede, üniversite rektörünü seçmede, belediye seçimlerinde, muhtar seçimlerine bile “kendi adamı”nı desteklemede gösterirler. Bu suretle de iktidar kuvvetiyle kendilerini tatmin etmiş olurlar.
Daha vahimi de var…
Kendileri için kâr getirecek işlerde de gizli ortaklıklar geliştirmeyi iyi bilirler ve paralel dikey demeden çıkar birliği yaparlar. Vekillik bitince yaşantılarını ve üstelik kendi şehirlerinin dışında “lüküs hayat” seviyesinde sürdürme imkânına zemin hazırlarlar. Meclise gidemeyince de unutulurlar yahut değersizlikleriyle anılırlar…
Seçim var ve bakıyorum parmak milletvekili adayları ve aday adayları piyasadalar.
Kimi menfaatinden başka hiçbir şeyi gözetmeyen, paralı tipler. Eh zenginliğin üzerine bir de milletvekili olurlarsa şecerelerine asalet katmış olacaklar. Bir nevi neo-zübükler…
Kimi, 28 Şubat sürecinde kıvıran, hatta öz arkadaşlarını ihbar ederek şereflenen(!) akademik unvanlı ciğersizler. Evet, hani ciğerleri beş para etmez denir ya, o tipten adamlar…
Kimi, tepeden işi bağlayıp saltanatını sürdürmek isteyen kaşarlar…
Tam zamanı ve yeri geldi ben bir manzara koydum, herkes kendi mahallesini, şehrini manzaranın yanına koysun ve seyretsin…
Temennim, önümüzdeki seçimler sonrasında daha kaliteli bir meclis görmektir…