Çok sevdiğim bir sözdür: Hayatınızdaki en önemli gün, doğduğunuz gün ve ne için doğduğunuzu anladığınız gün!
Yaşamın anlamı, ne için yaşadığını bilmek…
Yemenin anlamı, yaşamak için mi yemek, yoksa yemek için mi yaşamak…
İnsanın en önemli günü olan doğduğu gün ile ne için doğduğunu anladığı gün arasında edindiği tüm tecrübelerin cevabı olsa gerek…
Ne için yaşar insan?..
Yemek için yaşayanlara bakarsanız dünyanın tüm canlıları ile aynı hedefte olduğunuzu zannedersiniz…
***
Aldığı zamlı maaşın heyecanı ile ilk olarak tam bir kilo et aldı, bir kilo…
Kasaya bıraktığı 390 liranın acısını hissetti. Maaşının tam tamına yüzde 4’ünü vermişti, aylık gelirinin yüzde 4’ü… 1 aylık hayatının yüzde 4’ü kasadaydı…
Et yalnız yenilmezdi, biber aldı, domates, yağ, marul, meyve suyu da aldı. Salçası eksik olamazdı, onu da aldı. 145 lira para bıraktı. Alın terinin yüzde 1,5 oranına isabet etmişti. Toplam giden yüzde 5.5’di maaşından. Olsun, ailesiyle ne zaman et yiyebilecekti, bugün olmazsa ne zaman…
Sivas’ta olmayan metroya nispet otobüs durağında yerini aldı. Kartını doldurmayı unutmuştu, vakit yoktu, kredi kartını da kullanmıyordu, otobüs geldi, topu topu 5 durak sonrasına 18 lirasını bıraktı, gelirken karttan okutmuştu, bu kadar canına dokunmamıştı…
Eve geldi, mutfağa geçti, eşine paketleri teslim etti, “Bugünlük bir bayram olsun, tek öğün de olsa!” diyebildi…
Maaşı kesinlikle yetmeyecekti, biliyordu, geçen aylardan buna aşinaydı!..
Ek iş yoktu, 50 yaşındaydı ve hiçkimse bu yaştaki insanlar iş vermiyordu…
“Amaan!” dedi, şimdi, şu anda bunları düşünmemeliydi, zoraki gülümsemeyle çocuklarına göründü, “Bugün anneniz güzel bir akşam yemeği hazırlıyor, biliyor musunuz?” diyebildi…
Bugün maaşının hemen yüzde 7’si gitmişti, kalan yüzde 93… O da yarın bitecekti. Ayırdığı ev kirası, doğalgaz, elektrik ve su parası ardından kalan bin 500 lirasını düşünüyordu…
29 gün boyunca ne yapacağını düşündüğü bin 500 lirası…
Televizyonu açtı, haberler…
Seçim heyecanı tüm çılgınlığı ile karşısındaydı…
Seçim ve geçim…
Bir harfle değişen farklı kulvarlar… S ile G arasında ki dağlar kadar fark…
Seçim ve Geçim…
Diye düşündü…
İktidar başka söylemler, muhalefet bambaşka…
“Yine bizden bahis yok!” dedi, sinirle televizyonu kapattı… Magix Box mu demeliydim, “sihirli kutu!” Televizyonun ilk adı, sihirli kutu…
Çok doğruydu, sihirliydi…
Bir an düşündü, dedi ki, “Ben doğduğum gün önemli, şu anda önemli: ne için doğdum? Bu soruya cevap vermeliyim!..” ve ardından ekledi: Birilerinin mutluluğu için ben niye mutsuzum? Esas bu bence çok önemli bir soru…
Düşündü siyaseti ve ardından riyaseti…
S ile R arasında ki uçurumu farketti… Ama ikisi arasında ki işbirliğini de sezdi..
Şimdi ne için doğduğunu buradan anladı: Birileri mutlu olacak diye ben mutsuz olamam!
Mutfakta ki ses davetkardı, bir anda düşünceler allak bullak oldu…
“Sofra hazır…”
Şimdi yaşamak için yemek zamanı…
Geçim yarına kaldı…