Üç K’nın şehri bu sene de üç K’dan muaf geçti. Kar-Kış-Kıyamet’siz bir mevsimin ardından yine Sivas’ın kapısını kuraklık tehlikesi çalmaya başladı. Geçen senenin Sivas’ı kabus gibi sardığı susuzluk sorunu şimdi bir daha kara bulutlarıyla ufukta kendini gösteriyor.
4 Eylül Barajı suyunu çekmeye başladı. Pusat Özen Barajı’nda da sular çekildi, köylerin kalıntıları ve adacıklar su çekilmesiyle birlikte görüldü. Tehlike büyük, kar yağmadı, yağmur yağmıyor… Küresel ısınmanın tüm emareleri son yıllarda artarak kendini göstermeye başladı.
50 yıl yaşanmayacak denilen su sorunu 50 yıl değil daha 5 yıl geçmeden yaşanıyor. Hesap edilmeyen husus: Küresel ısınmanın etkileri, kuraklık…
Uluslararası yapılan anlaşmaların son bir dipnotu vardır: Allah’ın işi olmadığı müddetçe anlaşmaya uyulacak. Nedir bu Allah’ın işi? Doğal afetler…
Allah’tan her şey…
Kabul etmeyenler olacaktır ama…
Doğumdan ölüme kadar insan, diğer canlılar, dünya ve evren Allah’ın varlığına istese de istemese de bağlı kalıyor, acziyetini her daim kabul etmek zorunda olduğunu anlıyor…
Tıpkı şu anda olduğu gibi…
Kar yağmadı…
Yağmur yağmıyor…
Ve aciz olan insan ne yapacağını bilemiyor…
Ve Hz.Yusuf kıssası aklımızda. Firavun rüyasının yorumunu ister, rüyayı yorumlayan Hz.Yusuf zindandan çıkar, Mısır’da yönetici olur. İlk siloyu kurar, kuraklığa karşı mücadelenin insan aklını kullanır, başarır.
Aradan geçen binlerce yılın ardından uzay çağını yakalayan insanlık, mesafeleri ışık hızında geçen insanlık kuraklık için ne yapacağını bilemiyor.
Bir kabus görüyoruz kıtlık üstüne…
Bilim insanları, bilim kuraklık için rüyaları, kabusları yorumlayamıyor!
Bu rüyaları yorumlayacak insanların gelmesi bekleniyor…