10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü, tüm dünyada neşeyle kutlanır. Bir yer hariç: Gazze!
Gazze’de gazetecilik Gazze’nin anlamı gibidir, “Güçlüdür” yani…
O kadar güçlüdür ki 109 gazeteci İsrail vahşetine tanık olmalarından dolayı öldürüldüler, hunharca, acımasızca…
Tam 109 gazeteci İsrail askerleri tarafından nişan alınarak öldürüldü, bombalanarak öldürüldü, tekmelerle vura vura öldürüldü!...
Hiç merhamet bile etmediler…
Tam tamına 109 gazeteci…
Ve bu gazetecilerle birlikte Gazze’de tam tamına 23 bin can hunharca katledildiler, soykırıma tabi tutuldular.
Öldürülen 109 gazetecinin suçu ise en büyük suçlardan: Soykırımı görüntülemek…
Soykırımın tescili olsa ne yazar İsrail tarafından!..
Soykırımı da yapar…
Soykırımı görüntüleyeni de öldürür!..
Ve soykırımı seyredenleri de öldürür!..
Vahşet artık akılları zorluyor…
İnsanlığı zorluyor…
İnsanlıktan utandırıyor…
***
Baba gazetecinin gazeteci olan oğlunu defnedişi hala hafızamda…
Gazeteci Vail ed-Dahduh…
Gazeteci oğlu Hamza’yı elini öperek vedalaştı… Oğlunun haber peşinde koşarken kullandığı aracı ise İsrail bombası ile paramparça…
Ve bu gazeteci baba şu anda yine görevi başında, belki de kaderi oğlu gibi olacak!...
İsrail tarafından siviller gibi kendisi de öldürülecek!...
Bilerek görevi başında o gazeteci baba…
Oğlunu defnetti, görevini yerine getiren oğlunun görevine şimdi yeniden devam ediyor…
Dedik ya…
Gazze’de Gazeteci olmak…
Gazze’de Filistinli olmak…
Gazze’de insan olmak, insannnnn…
O kadar zor ki…
Tıpkı Gazze adında ki gibi…
Güçlü olmak ister, Güçlü…