Geçtiğimiz günlerde Sivasspor’un Fenerbahçe maçına “Doğal olan normal doğumdur” pankartıyla çıkması, tepkilere neden olmuştu.
Biz de konunun derinliğini ve doğumun bugün nasıl bir sağlık politikasına, nasıl bir toplumsal algıya dönüştüğünü konuşmak üzere alanın en yetkin isimlerinden biriyle görüştük:
Cumhuriyet Üniversitesi Kadın Hastalıkları Hemşireliği Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nilüfer Tuğut, gündem olan pankarttan doğum politikalarına uzanan pek çok başlıkta sorularımızı yanıtladı.
İşte Prof. Dr. Tuğut’un değerlendirmeleriyle, doğumun doğallığını, kadınların tercih hakkını ve sağlık sistemindeki yapısal sorunları ele aldığımız o söyleşi:
Sivasspor'un "Doğal olan normal doğum" pankartı hakkında ne düşünüyorsunuz?
"Doğal olan normal doğum" pankartı, doğum tercihlerine dair bir farkındalık mesajı taşıyor fakat bir grup tarafından farklı şekillerde yorumlanmıştır. Bu da bizlere doğum şeķilleri ile bir karmaşa yaşandığını göstermektedir.
Doğum şekilleri temel olarak iki ana kategoriye ayrılır: Vajinal doğum ve sezaryen doğum.
Doğal olan doğum, normal doğum olarak belirtilen müdahalesiz vajinal doğumdur. Vajinal doğum müdahalesiz ve müdahaleli olabilmektedir. Ülkemizde müdahaleli vajinal doğum oranlarıda çok yüksektir. Keşke doğum yapan her kadın müdahalesiz vajinal doğum deneyimleyebilse. Kampanyada bunu destekliyor diye düşünüyorum. Sezeryanda bir doğum şeklidir. Genellikle vajinal doğumun mümkün olmadığı veya riskli olduğu durumlarda tercih edilir ve hem anne hem de bebek için kurtarıcıdır. Her birinin kendi avantajları, riskleri ve tıbbi gereklilikleri vardır.
Ayrıca normal doğumun yani müdahalesiz vajinal doğumun "doğal" olarak tanımlanması, dolaylı biçimde sezaryan gibi diğer doğum yöntemlerini “doğal olmayan” bir yere koyduğu düşünülüyor. Bu da tıbbi zorunlulukla sezaryan olan kadınlar için yanlış yönlendirici bir mesaj olarak algılanmaktadır. Pankarttaki mesaj toplumsal farkındalığı sağlamaya yönelik bir mesaj nitelikte, fakat bazı insanlar bunu kadınların doğum tercihlerine müdahale gibi algıladı. Bu da, yanlış anlaşılmalara veya kutuplaşmalara yol açtı.
Bu tür mesajların spor etkinliklerinde yer alması sizce normal mi?
Pankartlar bir ifade biçimidir. Ancak spor etkinliğinin doğasına ve toplumsal hassasiyetlere uygun olmayabilir. İyi niyet ile yapılan bir etkinlik ancak etkisi tartışmalı olmuştur. Elbette kulüpler sosyal sorumluluk projeleri kapsamında toplumda farkındalık yaratmak isteyebilir. Mesela “şiddete hayır” gibi. Çünkü şiddet uygulayıcı kitlenin çoğunluğu erkek ve şiddetin önlenmesi için erkek işbirliği şart. Kısacası kitlenin özelliği, kullanılan dil ve içerik çok önemlidir. İyi niyetle atılan bir adım, yanlış yerde, yanlış kitleye sunulduğunda ve üstelik yanlış anlaşıldığında tam tersi bir etki yaratabilir. Bu tarz konular için daha uygun platformlar tercih edilmelidir.
Normal doğumun teşviki konusunda kamuoyunda oluşan tepkileri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Toplumda bazı kişiler, bu etkinliği kadınların doğum hakkı üzerinde baskı kuran bir söylem olarak değerlendiriyor. Çünkü her kadının doğumu farklıdır ve tıbbi, psikolojik ya da kişisel nedenlerle sezaryan tercih edilebilir. "Doğal olan budur", "normal doğum", gibi söylemler, doğum tercihi sezaryan olan veya olmak zorunda kalan kadınlarda yetersizlik ya da suçluluk hissi yaratabilir.
Kadınlar, doğum gibi mahrem ve tıbbi bir sürecin tek bir 'doğru yol' üzerinden tanımlanmasına karşı çıkmaktadır.Tepkiler, sadece doğum türüyle ilgili değil, kadının bedenine dair kararları kimlerin verebileceği meselesiyle de ilgilidir. Doğum şekli tercihi kadının ve bebeğin sağlık durumu ve hazır oluşluklarına göre şekillenir.
Sivasspor’un “Doğal olan normal doğumdur” pankartı ülke çapında tartışma yaratırken, özellikle Sivas’taki akademisyenlerin ve sağlık çalışanlarının sessiz kalmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Akademisyenler ve sağlık profesyonellerin sorumluluğu yalnızca bilgi üretmekle değil, aynı zamanda toplumu doğru bilgilendirme ve yönlendirmedir. Bu bilince sahip pek çok akademisyen ve sağlık çalışanı olduğundan eminim.
Toplumda doğum algısının sekillenmesinde medya mi yoksa sağlık politikaları mi etkilidir?
Toplumda doğum algısının sekillenmesinde kısa vadede medya, uzun vadede sağlık politikaları daha kalıcı ve yapısal etkiler bırakır. En sağlıklı yaklaşım, her iki alanın iş birliği içinde çalışmasıdır. Bilimsel veriye dayalı sağlık politikaları, medya aracılığıyla doğru aktarılırsa, toplumda daha bilinçli tercihler oluşabilir.
Sağlık Bakanı’nın bu pankartı “normal” karşılaması, konunun sıradanlaştırılması ya da yüzeysel geçiştirilmesi anlamına mı gelir?
Öyle olduğunu düşünmüyorum. Biz sağlık profesyonelleri sağlık hizmetlerinde bir insana ulaşmanın çok kıymetli olduğunu biliriz.
Sizce normal doğumun (vajinal doğum) savunulmak zorunda kalması, aslında sistemsel bir başarısızlığın göstergesi olabilir mi?
Normal vajinal doğum, pek çok avantajları nedeniyle tıbbi kılavuzda ilk tercih olarak önerilir. Sayısız faydası olan bir yöntem, topluma kampanyalarla, pankartlarla “yeniden kabul ettirilmeye” çalışıliyorsa, sağlık sisteminin doğuma yaklaşımında yapısal sorunlar olduğunu göstermektedir. Kadın doğum uzmanlarına, doğum ve kadın hastalıkları hemşirelerine ve ebelere çok sorumluluk düşmektedir. Öncelikle kadına saygılı doğum yaklaşımı sistemleştirilmelidir. Doğumhanelerin fiziksel koşulları da iyileştirilmelidir. Kadınlara ve eşlerine yönelik ücretsiz doğuma hazırlık kursları yaygınlaştırılmalıdır. Kadınları sezaryana yönlendiren maddi teşvikler gözden geçirilmelidir (özellikle özel hastanelerde). Gereksiz sezaryana karşı denetim mekanizmaları oluşturulmalı, ancak bu kadınlar üzerinden değil, sağlık kurumları üzerinden yapılmalıdır.