Giyim; insanın, doğa koşullarından korunmak amacıyla ortaya çıkmış bir olgudur. Geçmişi incelediğimizde giyim; toplumların yaşam biçimlerinin, kültürlerinin, toplumsal etik değerlerin etkisiyle biçim değişiklikleri göstererek bugüne kadar ulaşmıştır.
Şimdi kendimize sormamız gereken soruları bir düşünelim;
1- Özgürlük nedir?
2- Teşhir nedir?
3- Açıklık nedir?
Özgürlük; insanın, her türlü dış etkiden bağımsız olarak kendi istencine, kendi düşüncesine göre karar vermesi durumudur. Özgür eylemin, ne olduğu konusuna gelince, bunun başkalarını etkilemeyen davranışlar olduğu söylemi oldukça yaygındır.
Giyim, sadece bir tercih değil aynı zamanda bir duruş, bir kimlik beyanıdır. Ne yazık ki günümüzde bazı kadınlar, dikkat çekmeyi marifet sanıp teşhiri özgürlükle karıştırıyor.
Teşhir; Göstermek veya sergilemek
Toplumun ahlaki yapısını hiçe sayarak, her yerde her şekilde sergilenmeyi bir hak zanneden bu anlayış, aslında kadının değerini değil, metalaşmasını körüklüyor. Unutmayın ortada olan değil saklı olan daha kıymetlidir. Bir benzetme ile örneklendirmek gerekirse, taş ve altın. İnsan, nadir veya ulaşılması zor şeyleri daha değerli görme eğilimindedir. Buda insana özel hissettirir ve bu ona verdiği değeri artırır.
Açıklık; bir cesaret değil aksine içsel boşluğun dışa yansımasıdır. Kendini bilgiyle, edep ile karakter ile gösteremeyen ne yazık ki bedenini sergileyerek görünür olmaya çalışıyor. Kılık kıyafetle çağdaşlık olmaz, Bu da bireysel değil, toplumsal bir sorundur. Çünkü sokak, vitrin değildir. İnsan bedeni de teşhirlik bir obje değil haysiyetin taşıyıcısıdır.
Kadını özgürleştirdiğini zanneden bu yozlaşmış bakış açısı, aslında onu daha da tüketen, daha da değersizleştiren bir düzene hizmet etmektedir. Gerçek özgürlük, bedenini sergilemekte değil karakterinle var olmakta gizlidir.
18 yaşındaki bir kızın ÖSYM sınavına tabiri caizse iç çamaşırlarıyla sınava gitmesi özgürlük değildir. Benim açımdan bu olayda dikkate alınması gereken iki husus vardır:
Birincisi kızın “Size nee ben istediğim şekilde giyinirim” söylemi,
İkincisi de bu haberden sonra kızın Instagramda takipçi sayısının 52 binlere çıkması
Ahlaki ve sosyal yapımızın bozulduğunun bariz örnekleri olarak, sosyologlar tarafından incelenmesi gerektiğini düşünüyorum…
Ben toplumun her kesimi ile iletişim hâlinde olana biriyim, kapalı tanıdıklarım da açık tanıdıklarım da var. Açık tanıdıklarımdan beş vakit namazını kılan da var, kapalı olup da namaz kılmayanda var. Seküler bir insanın açıklıktan anladığıyla Muhafazakâr bir insanın açıklıktan anladığı aynı şeyler değildir. Kıyafetle ilgili Türk Standartları Enstitüsü belirlediği bir standart da yoktur.
İnsanlar kıyafetleriyle karşılanır, İlmiyle ağırlanır, ahlakıyla uğurlanır. /Mevlan
Olması gereken toplumun makul gördüğü ölçüde kıyafetler giymek ve kıyafeti nedeniyle kimseye ön yargı ile yaklaşmamak. Farklılıkları zenginlik olarak görüp herkese saygılı olmak gerekir…
Saygılarımla…