(KAMİ)GAZZE, UZAK ÜLKE DEĞİL; SEYİR GÜNLÜĞÜNE EKLEYEMEYİZ
            
Eğitimci-Yazar Süleyman CERAN kardeşimizin 2018 yılı içerisinde yayımlanan üç eserinin isimleriyle kurulan bir cümledir başlıkta okuduğunuz. Her ne kadar Filistinli kardeşlerimizin direnişini, Japon Kamikaze(1) uçaklarının Amerikalılara yaptığı ölüm dalışına benzetse de kendisi; Gazze de olan biteni, ekrandan seyreyleyerek,  ?vah-tühlerler ve ALLAH belanı versin İsrail?  beddualarıyla geçiştirecek biri değil. O bir  ?kamiGAZZE.?
?Canımız, kanımız sana feda olsun ey Aksa? diyen ve samimiyetle bunun gereğini yapan, Filistin Halkının haklarının yazılarıyla koruyucusu ve bu anlamda tarihe not düşme gayretinde olan biri. O bir  ?PAN PALESTİNİAN.?
            Dünyadaki tüm Müslümanların boynunun borcu olan bir davayı; nice yokluk-yoksulluk içerisinde omuzlarında taşıyan, direnen Filistinli kardeşlerimizi, isim-isim yaşatma hatta şehadete erip toprak altına konanları, toprak üstündekilerden daha fazla bilme ve bildirme gayretinde olan, Filistin davası için herhangi bir eylemde bulunan insanlığını kaybetmemiş batılıları dahi unutmayan, unutturmayan  bir muharrir.
            Filistin, bu şekilde tarihin en orantısız gücü karşısında dimdik dururken, bu şerefli savunmadan bile bi-haber olan,  ?Filistinliler de şunu yapmasaydı, bunu yapmasaydı aymazlığında olan ve iyi de Dünyanın şurasındaki Kürtleri-Türkleri neden görmüyorsunuz?  şeklindeki savrulmaları yaşayan aymazların ayması için  kalemini bileyen bir yazar.
Süleyman CERAN´ın ?KAMİGAZZE? adlı kitabını okurken, aklıma bir  Filistin Takvimi  oluşturulabileceği geldi. Hicri ya da Miladi olarak düzenlenebilecek bu takvimde, yılın günlerinde Filistin Davasının o günkü belli başlı olayları paylaşılabilir.  Hatta bir İslam Takvimi ayrıca hazırlanarak, İslam Tarihinin o günkü olayları bu takvimde paylaşılıp, takvimi takip edenlere de her sabah namazı vakti bildirim gönderilebilir.  Müslümanlar güne, o gün İslam Tarihinde ne olduğunun bilgisini okuyarak başlamış olurlar.
?UZAK ÜLKE ? adlı eserinde ise CERAN; İslam Coğrafyasına ve diğer memleketlere yaptığı seyahatler ve bu seyahatlerde şahit olduklarını bir nezaket ve duyarlılık içerisinde bizlerle paylaşıyor. Elbette böylece, bu memleketlerde yaşananlara böylece bizleri de şahit etmiş oluyor.
            Cafer Murat Molla´nın hücresinde yaşadıklarına, idam edilen Müslümanlar ölmediğinde Esed´in askerleri tarafından aşağı doğru asılarak boyunları kırılmak suretiyle öldürülmelerine, Suriye´deki ölüm dehlizlerine, 23 akrabası öldürülen ve artık konuşmayan Küçük Yusuf´a, Hindistan´daki Cenin Kuyularına, Kaddafi´nin gaddarlığına,  Somali´deki kıtlıkta zayıf çocuklarını yolda bırakmak zorunda kalan annelere, çamurdan yaptıkları ekmekleri yiyen Haitililere, Bangladeş´teki Müslümanların açlığına ve pasifliğine, Felluce´de kimyasal saldırılarla kemiklerine kadar eritilen çocuklara, Batının kitle imha silahlarına, Hasan Di Tiro´nun bağımsızlık bildirgesine, Nijerya Müslümanlarının infaz kurbanlıkları olmalarına, Dünya´nın en habersiz toplumu Amerikalılara, Wikileaks Çağına,  Flash Mob, Planking ve Teboving gibi modern zaman saçmalıklarına , yüzde yetmiş beşi Müslüman olmasına rağmen otuz yıldır bir Hristiyan´ın yönettiği Burkina Faso´ya, Dünyanın 120 ülkesinde sayısız insana yardım götüren İHH´nın hayati fonksiyonuna hatta Cideli Selahattin´in garip öyküsüne kadar kadar tüm bunlara hepimizi şahit ediyor?
              ?SEYİR GÜNLÜĞÜ?  adlı eserinde ise CERAN; belki binlercesini seyrettiğimiz ve bittikten sonra hakkında birkaç kelam ettiğimiz filmleri,  bir Müslüman bakışıyla sinema penceresinden, hakkaniyetle tahlil ediyor.  Kitapta, ?birinci kitap? başlığı altında on altı yerli filmi değerlendiriyor, ?ikinci kitap? başlığı altında ise yirmi dört filme dair detaylı, naif analizlerde bulunuyor.  Önce kitaplar yazıldı. Sonra kitapların filmleri çekildi. Daha sonra ise filmlerin kitapları yazılıyor, malumunuz. Fakat bu film eleştiri yazıları, genellikle sinema tekniği, oyunculuk, film müzikleri, sanat v.s gibi konularda olduğu için CERAN´ın bu eserini ayrı bir yere koymamız icabeder.
S.CERAN; filmlerdeki, dine-inanca olan mesafeye, sudan fazla içki tüketilmesine, kadınlarla ilişkilerin sınırsız ve kontrolsüzlüğüne, kürtajın normalleştirilmesine, sapkınlık, eşcinsellik, çıplaklık, iffetsizlik gibi sekanslara yer verilmesine, gayri meşru ilişkilerin masumiyet gibi gösterilmesine, ailenin ahlakın sürekli örselenmesine, namazın niyazın, tesettürün adının bile anılmamasına, ?mutlaka bir sevgilin olsun, yoksa eziksin diyebileceğim anlayışın" dayatılmasına, Müslüman imajının cehaletle dolu olmasına, filmler içerisine ?baharat namına katılmış İslam algısına?, dini duyarlılıklarla dalga geçilmesine, ?Çapkın Türk? imajının pohpohlanmasına, başı örtülülerin olmamasına olanların da ne hikmetse örtülerini çıkarmalarına ,  ?türbanlı ipod kızlarının ibretlik hikâyelerine?,   İslamcılık sosu eklenmiş feminist bakış açılarının hakikatmiş gibi sunulmasına , ordu destekli imaj düzeltme filmlerine, Amerika´nın güçlülüğü, yenilmezliği, kahramanlığı, üstünlüğü gibi Hollywood mesajlarının tüm dünyaya verilmesi gibi senaryolara dikkati çekiyor. Sinemamızın  ?bilgi ile hikmeti içerisinde barındıran irfan?la buluşmasını düşleyen CERAN,  tek bir film karesindeki simgenin ne´liğine ilişkin dikkat kesilerek, bilinçaltına atılan bombaları patlamadan etkisiz hale getirme gayretinde biri  olarak, sembolik anlamların neleri çağrıştırdığına dair derin analizlerde bulunuyor.
            Evet, sinema maalesef, aldatmak, manipüle etmek, yanıltmak, eğlenceye ve hazza yöneltmek gibi işlevleri daha çok gerçekleştiriyor. Milyonlarca hatta milyarlarca haneye, benim elektrikli şeytan(2) dediğim kitle iletişim araçları aracılığıyla, dünya da hiçbir hırsızın beceremeyeceği bir şekilde çok kolay giren TV, İnternet, akıllı telefonlar ve gazetelerin yaptığını işgal kuvvetleri bile yapamazdı.  Hollywood  bize ne diyor, sorusunun cevabı ve sinema filmlerinin sinopsisi elbette bize bir fikir verecektir.
             Her üç kitabın da, okuyup, istifade edeni bol olsun der, devamını bekleriz.

Not: Kamikaze demişken, Koalisyon ortağı Milli Selamet Partisi (MSP) Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Prof. Dr. Necmettin Erbakan´ın Kıbrıs Barış Harekâtı dolayısıyla ABD´nin ?6. Filo ile saldırırız? tehdidine yönelik pilotları toplayarak: ?6. Filo´ya  şehadet dalışı  yapabilecek pilotlar bir adım öne çıksın? dediğini, 173 pilotun tümünün bir adım öne çıkması ve bu haberin ABD´ye ulaşmasıyla, 6. Filonun demir atmak zorunda kaldığını da hatırlatmış olayım.
  ?Elektrikli Şeytan ve Medya Dersi?  başlıklı yazımız ve bu konulardaki diğer yazılarımıza bakabilirsiniz.