Bana darılacağınızı biliyorum. Fakat gerçeği de hatırlatmak kardeşlik sorumluluğumdur.” diye yazıya başlamış müftümüz. Bugün köşemde, geçmişte şehrimizde de görev yapmış bir müftümüzün paylaşımlarına yer veriyorum. Mevzu, örtün(me)mek. Bu yazının muhatabı, kafasına göre bir din anlayışına sahip olanlar değildir. Kendisini, ehli sünnet ve-l cemaat” olarak tanımlayan Müslümanlardır. Şimdi, kelamı asıl sahibine verelim:
Yüce Allah buyuruyor: "Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve mü`minlerin hanımlarına söyle: (Dışarı çıkacakları zaman) cilbablarını (diş örtülerini) giyinip güzelce örtünsünler. Bu onların (namuslu ve saygın hanım olarak) bilinmeleri ve her türlü eza ve cefa (cinsel tâciz) dan          salim    olmaları            için       en        doğru   olanıdır. ALLAH (örtünenleri) çok bağışlayan, çok merhamet edendir." (Ahzab - 59)
Yüce Allah`ın Peygamberimize `Hanımlarına, kızlarına ve mü`minlerin hanımlarına söyle` emri, bütün mü`mine hanımların ve kızların da Allah katında Peygamberimizin hanımları ve kızları ile aynı konumda olduklarının açık göstergesidir. Ancak! Peygamberimizin hanımları ve kızları ile gerçekten aynı konumda olmak ve cennette birlikte yaşamak isteyen hanımların ve kızların da Yüce Allah`ın `(Dışarı çıkacakları zaman) cilbablarını (dış örtülerini) giyinip güzelce örtünsünler` emrine uymaları ve ev kıyafeti ile dışarı çıkmamaları şarttır.
 Burada; cilbab      nedir, şeklinde bir soru zihnimizde belirebilir. Cilbab: Hanımların ve kızların dışarı çıkacakları zaman bütün bedenlerini örtecek şekilde giydikleri dış giysilere denir. Cilbabın adı, rengi ve modeli, örf, âdet, gelenek ve yörelere göre farklı olabilir. Yeter ki uzun ve geniş olsun, bütün bedenlerini örtsün ve erkek giysilerine benzemesin. Canlı ve cansız bütün varlıklar doğal dengelerini ve yapısal özelliklerini ancak dış giysileri ile korurlar. Örneğin, elma, portakal gibi meyveler ve patates, patlıcan gibi sebzeler dış giysilerinden arınınca yani kabukları soyulunca, doğal dengeleri ve yapısal özellikleri bozulduğu gibi, Alkol ve uyuşturucu kullanmayı sosyeteliğin, çıplaklığı çağdaşlığın gereği sanan ve dışarıda yatak kıyâfeti ile dolaşan hanımların ve kızların da, mânevî dengeleri ve yapısal özellikleri (dînî ve ahlâki duyarlılıkları) bozulur.
Yüce Allah buyuruyor: Ey Âdemoğulları! Şeytan, ana babanızı (Âdem ile Havva`yı) aldatıp edep yerlerini kendilerine göstermek için giysilerini soyarak cennetten çıkar (mayı başar) dığı gibi sizi de aldatıp saptırmasın. (A`râf - 27)
Babamız Hz. Âdem ile annemiz Hz. Havva o güzelim cennette mutlu yaşarken, onları aldatıp yasaklanmış meyveden yediren ve giysilerinden soyulup cennetten kovulmalarına neden olan şeytan, bizi daha kolay aldatabileceği için Yüce ALLAH, `Sizi de aldatıp saptırmasın` yani giysilerinizi soyup ve dışarıda yarı çıplak dolaştırıp o güzelim cennetten yoksun bırakmasın diye bizi uyarıyor.
Bu âyet-i kerîme de, giysi (örtünme) ile cennet arasında kesin bir bağlantı olduğu vurgulanıyor ve çıplak gezenlerin, tevbe edip günahlarından arınmadan cennete giremeyeceğine vurgu yapılıyor.
                                    
 
Peygamberimiz (sav)    buyuruyorlar: "Cehennemliklerden, kendilerini henüz göremediğim        iki        grup     vardır; Biri sığır kuyrukları gibi değneklerle insanları döven topluluk, diğeri giyindikleri halde çıplak görünen ve diğer kadınları da kendileri gibi giyinmeye zorlayan ve başları (saçları) deve hörgücüne benzeyen kadınlardır. İşte bu kadınlar cennete giremedikleri gibi, şu kadar uzak mesafeden duyulan (cennetin) kokusunu da alamazlar.         (Müslim-Ahmed İbni      Hanbel) Peygamberimizin zamanında olmadığı halde sonradan ortaya çıkacak olan bu iki grup, kıyâmetin açık alâmetlerinden ve Peygamberimizin    gelecekle        ilgili     mucizelerindendir. Kıyâmete yakın aşırı din düşmanı baskıcı zorbalar iktidara gelecek ve bunlara bağlı güvenlik güçleri ellerindeki sığır kuyruğuna benzeyen değneklerle (coplarla) müslümanları dövecekler. (Bu durum; kendilerini 97 Kuşağı olarak adlandırmış, o yılların üniversitelilerine çok tanıdık  geldi.)
Yine kıyâmete yakın kendilerine ilerici, çağdaş diyen din karşıtı kadınlar ortaya çıkacak. Bunlar da örtünmek için değil, cinsellik duygularını tahrik etmek için çok kısa, ince ve şeffaf giysiler giyip açık saçık dışarıda dolaşacak ve örtülü kadınların da kendileri gibi giyinmeleri için baskı yapacaklar.     Peki, bunların sonu ne olacak? Ölümü unutan ve âhireti yok sayan bu zavallılar, çağdaşlık adı altında İslâm karşıtı dernekler kursalar da ve iletişim araçlarından yararlanıp çağdaş yaşamı yaygınlaştırmaya çalışsalar da, takdir edilen vakitleri gelince onlar da Yüce ALLAH`ın `Her canlı ölümü tadacaktır` kanununa boyun eğip tatlı canlarını Azrâil`e teslim edecekler. Sonra çağdaş giysilerini bırakıp kefen denilen ilkel giysiyi giyecek ve yer altındaki karanlık bir çukura gömülecekler.   Kıyâmet olayından sonra yeniden diriltilip kabirlerinden kaldırıldıkları zaman da önce mahşer yerinde sorgulanacak ve o güzelim cennetin kokusunu bile alamadan cehenneme atılacaklar.
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor: "Kim (kılık kıyâfeti ile) hangi topluma benzerse, o da onlardandır.”  (Ebû     Dâvûd-Taberânî) Kim kılık kıyâfeti ile Peygamberimizin hanımlarına ve kızlarına benzerse, cennette onlarla birlikte olacak. Kim de kılık kıyâfeti ile din karşıtı sahte çağdaşlara benzerse, cehennemde onlarla birlikte olacak ve kuşkusuz çok pişman olacak.            Biz CENNETİ tercih edenler olalım İnşaALLAH!. Gelin kardeşlerim fıtri, dini, örfi ve ahlaki güzelliklerimizi daim koruyan ve öylece Rabbimize varan olalım!..
Aman kardeşim, nefis ve Şeytana ve Şeytanın aldattığı kişilere aldanıp kendimizi perişan etmeyelim. Sakın dünya debdebesine aldanmayalım. Allah cümle hanımefendi kardeşlerimizi Resülüllah`ın eşlerine komşu eylesin. ALLAH bütün kullarını Cehennem'den korusun.Bizlere Razı olacağı yaşama Dönmeyi nasibetsin.
Kıymetli Müftümüz Yusuf Şahin Bey'in eğip-bükmeden, dosdoğru anlattığı gibi, bizler de şu tesettürü  kuşa çevirmeyelim. Eskilerin tabiriyle: bizim gelin bizden kaçar, başın örter kıçın açar ” durumuna düşmeyelim. Bazılarının söylediği gibi, kadınlar birbirleri için süsleniyorlar, birbirleri için giyiniyorlar, o yüzden rahat olun masallarına kanmayalım. Daha önce de değindiğim gibi, Ehli Sünnet Müslümanları olarak,  giyiniş ya da giyinmeyiş biçimimizle birbirimizi günaha davet etmeyelim. Birbirimizin cennetini çalmayalım. Söyleyecek daha çok şey var, lâkin gereği yok… ALLAH, senden Razı olsun hocam.