Milli eğitim bakanı Yusuf Tekin’e bütün falanlar ve filanlar bir araya gelmişler ve bir bildiri yayınlamışlar. Her zaman ki yaptıkları tarzda yine sözde birliktelermiş gibi davranmışlar. Halbuki biz sizi ve sizin gibi davrananları çok gördük yapılan her güzel şeye saldıran, Bu ülke bizim naraları atan bir topluluksunuz.
“İdeolojik kabilelerden” oluşmuş bir avuç insansınız. Aslında bir türlü kendinize gelemediniz . Beyoğlunda, Nişantaşında rakı içer daha sonra sol tarafınızdan kalkar başlarsınız ileri geri konuşmaya. Konuşmalarınızda hep belden aşağıdır. Hatta sanat anlayışınız budur .Belden aşağı konuşmak ve konuştuklarına kendileri gülmek.
Benim Fakültede bir hocam vardı. Hep derdi ki “Oğlum Allah insana ifrat ve tefritten uzak yani normal düşünmeyi terk ettirmesin,çünkü böyle olursa her şeyi hatta saçmalamayı bile kendinde hak görür .
Sizin niyetiniz velilerin, öğrencilerin eğitim ve öğretimi değil. Sizin derdiniz memlekette sıkıntı çıkarmak, İstiklal caddesinde eylem yapmak ve kaos oluşturmaktır. Sizlerin büyük bir kısmınız bizim çok iyi bildiğimiz ,tanıdığımız simalarsınız. Fildişi kulelerde yaşıyorsunuz ya,onun için bizi kimse tanımıyor ,bilmiyor sanıyorsunuz. Halbuki bütün toplum sizi çok iyi hem de çok iyi tanıyor ve biliyor. Neler yaptığınızı neler yapmaya çalıştığınızı biliyor.
Çağdaşlık,laiklik bunlar sizin tekelinizde ya. Bugün yarına göre geçmiştir bir daha geri dönmez öyle ise yarına göre biz bugün gericiyiz. Devlet laiktir fert laik olmayabilir.
Biz sizin göreve çağırmalarınızı da geçmişten biliriz. Dün bu halkı içinden çıkılmaz sorunlarla yaşanmaz hale getirmek için falan ve filanları göreve çağıranlar bugün neyin ne olduğunu gördüler ve sakın sakin yerlerinde oturuyorlar.
Necip Fazıl Kısa Kürek “Muhasebe” adlı muhteşem şiirinde ne güzel söylemiş. Bütün yazdıklarımızı özetlemiş aslında. Seni Rahmetle anıyoruz Üstadım.
“Zamanı kokutanlar mürteci diyor bana;
Yükseldik sanıyorlar, alçaldıkça tabana.
Zaman, korkunç daire; ilk ve son nokta nerde ?
Bazı geriden gelen, yüz bin devir ilerde!”
Hasan SARITAŞ