Demokrasinin ana anahtarının da tahammül olduğunu unutmadan eklemek isterim bu noktada… Zira, seçilen sizin seçtiğiniz olmayabilir. Bu durumda muhalefet olarak nitelendirilirsiniz ki, iktidar olana tahammül sizden, iktidar olanın da size yani muhalefete tahammülü gerek… Ne iktidar olan haindir, ne de muhalefet olan… İki tarafta demokrasinin gereğini yerine getirmektedir, esasında herkes bu konuda da hem fikirdir… Tüm bunlar kitabi sözler ve kitabi yaklaşımlar. Gerçekte bu nasıl? Denildiği gibi mi? Yani seçme ve seçilme hakkı ile elde edilen iktidarlık veya muhalefetlik karşısında yaklaşımların en başında gelen tahammül var mı? Mübarek Ramazandır, kimseyi kandırmaya, hele hele kendimizi kandırmaya hiç gerek yok… Biliriz ki alayımızda tahammül yok, işte sıkıntıda burada başlıyor. Şimdi son yıllarda siyasi arenada bu sıkıntılar yaşanıyor sözleri de inandırıcı değil, onu da biliyoruz. Çünkü iktidar kavgası insanoğlunun tarihler boyunca yakasını hiç bırakmadı, kalmış ki Türk tarihi de bu çetin kavgalarla doludur. Hele hele Cumhuriyet tarihi boyunca yaşanan her ihtilal öncesinde cadı kazanına döndürülen ülkemizde yaşanan o travmaları unutmamak gerek değil mi? Öldürülen o kadar gençlere ilave edilen bir Başbakan, iki bakan kurbanını demokrasinin hangi hicvinde değerlendirebiliriz? *** Yıl 2000’ler, öncesinde faili meçhul cinayetler. Sonrasında siyasi arenanın girdapları, halkın istikrar talepleri, korku askeri vesayetin hortlaması. Ama öyle olmadı, demokrasi talebi fazlasıyla baskın çıktı ve seçim ile birlikte istikrarın talebi yerine getirildi. Aradan geçen 21 yılın ardından tekrar bir seçim arenası ve arefesi içerindeyiz… Siyasi rekabetin oluşturduğu fevaranlar fazlasıyla arttı. Seçim tarihi 14 Mayıs 2023, kalan gün sayısı 38… Ne yazık ki polemikler fazlasıyla oluştu. Hainlikler, din düşmanlığı gibi son derece tehlikeli söylemler ne yazık ki vatandaşı da içine çeken bir anafor olmaya başladı… Bu söylemler durdurulmalı bir an önce. Vatan herkesin vatanı, kimsenin haddine değildir insanları vatan hainliği ile nitelendirmek. Hele hele kullanacağı oyu karşı tarafa verecek diye bir insan hain olamaz, olmaz… Din düşmanı olamaz bir insan karşı tarafa oy verecek diye. Karşı tarafın kazanması ile din elden gitmez, Kudüs elden gitmez, Mekke elden gitmez… Söylemler çok ama çok önemli, kırılan kalplere, ömür boyu küslüklere ve kavgalara değmez… Seçme ve seçilme hakkına saygı lütfen… Ve tahammül… Ne kaldı ki, 38 gün… Yine birbirimize muhtacız, yine bu ülkede ilelebet kalmak için omuz omuza olacağız… Vesselam…