Hem çok güç oldu, hem de çok ama çok geç oldu… olsun, geldi nihayetinde… Şimdi çok kısa zamanlarda seyr-ü seferlerde yerimizi alacağız… Bir bakmışsınız Ankara’dayız, bir bakmışsınız İstanbul’da… Ankara’da ve İstanbul’da olanların, Sivaslı olmayanlar acaba böyle düşünecek mi? Yani “Sivas’a gidelim, gezelim, bakalım!” denilecek mi? Denilecekse ne güzel, etkili ve yetkililerimiz bu konuda ellerinden geleni yapmış ve başarmışlar, Sivas’ın tanıtımını yapmışlar diyelim… Ya demezlerse? O zaman ben zaten gidiyorum büyük ellere, büyük eller bana gelmezse ne yapalım şimdi? Düşünün etkili ve de yetkili büyüklerimiz, ne yapmalıyız diye… Veeee, benim için en güzellerden bir güzellik hizmete girdi. 27 Nisan itibariyle: Sivas-Samsun posta treni nihayet hizmete girdi. 8 yıl önceydi, hizmeti bakım adı altında durduruldu, duruş o duruş… Ne yolcu geliyor, ne de gidiyor. Ta 3 yıl önce 2020 yılında bu hattın açılış konuşmasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Tarihi önemdeki bu projenin Samsun'la birlikte tüm bölgemize çok ciddi katkıları olacaktır. Sinyalizasyon sistemiyle hat kapasitesini iki kat artırırken tren trafiğini de çok daha güvenli hale getirdik. Böylece Samsun-Amasya-Tokat-Sivas illerinde yaşayan tüm vatandaşlarımız demir yolu ile daha konforlu ve güvenli seyahat etme imkanına kavuştu." demiş, Samsun-Sivas arasında halen 8 saat 50 dakika olan demir yolu seyahat süresinin 5 saat 45 dakikaya düştüğünü belirterek, "Ticari olarak Karadeniz'i Anadolu'ya açan bu demir yolu hattı kuzey-güney koridorunda lojistik taşımacılığına yepyeni bir ivme kazandıracaktır. Samsun Limanı'nı İç Anadolu Bölgesi'ne bağlayan bu hat sayesinde gelen ve giden yüklerin çok daha hızlı taşınması sağlanacaktır. Daha önce yıllık 2 milyon ton yükün taşındığı bu hattın kapasitesi yüzde 50 artarak yıllık 3 milyon tona çıktı. Bu yatırım Samsun'un bölgesel merkez konumunu güçlendirirken hat üzerinde yaşayan vatandaşlarımıza da birçok ekonomik ve ticari fırsatlar sunacaktır." değerlendirmesinde bulunarak Samsun-Amasya arasını hizmete sokmuşlardı… Bu konuşmaların ardından ancak 3 yıl sonra trenimize kavuşabildik, çoook şükür… Benim için özel demiştim, zira posta treni lakabıyla ünlü bu Sivas-Samsun yük trenine o dönemlerde 2-3 vagon yolcu eklenir, yüklerle birlikte giderdi. Gençtik, 19’lu yaşlarda, Samsun’a giderdik, gezerdik… Akşam saat 19.00’da biner, sabah Samsun’a ulaşırdık… Tren Sivas’tan yola çıktığında ninni havasına girer, uyku uyanıklık arasında yolculuk başlardı. Çamlıbel’den geçerken yavaşlar, o tünellerden geçerken camlar hemen kapatılırdı… Yoksa yanık yakıt kokusu herkesi bayardı… Hele hele Karadeniz ellerine gelince bir curcuna başlardı ki sormayın gitsin… O yokuşlarda yürüme mesafesinde 100 metrelik gidiş güzergahı bile olsa elinde kümes hayvanları, sırtında küfesi köylüler trene atlar, sonrasında bir bakardık inivermiş… Ve Samsun’a gelindiğinde gezer, sonra akşam trenine atlar, sabaha Sivas’a gelirdik… O bir gün uyuduk mu, uyandık mı olurdu… Hatıralar böyleydi, o trenin kendine has kokusu ve yolculuk anıları hala burnumun direğini titretir… Şimdi Sivas-Samsun tren yolu açıldı haberini okuyunca sevinmemin altında yatan gerçekler daha bir belirginleşti… Hoş geldin seyr-ü seferlerimiz…