Umursamaz bakışlar, çok bilen edalar, acımasız tavırlar, uykusuz bakışlar ve hep ellerinde telefonlar daha doğrusu mini bilgisayarlar. Bilgisayar demeyeyim, en doğrusu sosyalsayar…
Ellerindedir, ceplerindedir bu mini sosyalsayarları. Bir bakarsınız saatlerce konuşurlar, bir bakarsınız saatlerce yazışırlar, bir bakarsınız saatlerce görüntüleşirler. 24 saat bir fiil yanlarındadır bu sosyalsayarlar. Yüzyüze konuşmazlar, telefonları ile konuşurlar. Esasında yanyana yada karşılıklı dururlar ama ille de telefonla konuşurlar…
Peki, kimdir bunlar?
Tarifin adı moda tabirin karşılığı: Z kuşağı. Bilimsel aktarımı, “1990’ların sonunda ve 2000’lerin başında doğan insanların nesli” olarak tanımlanan Z kuşağı, “dijital yerli” olarak da akademik literatürde yerini almış, ilginç.
Halk dilinde biraz daha acımasız yerini aldı bu Z kuşağı. Kimine göre adı Zibidinin baş harfi olarak dile getiriliyor. İşte budur Z kuşağı derken, iş tutmaz olmaları nedeniyle canı yanan bir ebeveyn sözü olduğu açıkça ortaya çıkar. Ama zibidinin Türk Dil Kurumu’na göre karşılığı “gülünç derecede dar ve kısa giyinmiş kimse. Yersiz ve zamansız davranışları olan kimse” olduğunu söylersek, halk tabirinde esasında Z kuşağının tanımı baş harfiyle de kabul görmüş oluyor sanki.
Kimine göre Z Raporu ile eş anlamlıdır. Fütursuz harcamaları, para tutmayan hesapları, her daim alışveriş çılgınlığı, esnafların tercihi olması bu benzetmeyi beraberinde getirmiş. Ucuzluk veya pahalılık kavramında yerini almayan bu kuşak, marka tercihleri nedeniyle bütçeyi çok sarsmaktadır. Bunu bilen en başta ebeveynlerdir ki canı yanan kesim ve reklam sektörüdür ki can yakmada müthiş fikirleriyle Z kuşağına her alanda ulaşmaktadır.
Kimine göre ise alfabenin son noktasıdır Z kuşağı, artık yeni bir harf icat etmenin zamanıdır. Bu tabir de eğitim camiasından efendim. Bilimsel adı literatürümüze 1990’larda katılmış, Z kuşağından hemen önce. Tesbit edilmesine etken olan durum üniversitede bazı öğrencilerin davranış şekilleri. Dunning-Kruger Sendromu adı verilen bu rahatsızlık diğer adı cahil cesaretidir. Bilmezler ama bilir takılırlar ve hatta işin uzmanı gibi konuşurlar. Bir anda bu tipler ön planda bile oluverirler. Bir de buna sosyal medyayı ekle artık tadından yenmez olurlar!..
Gelelim mevzuya, kısa adı SİSAM plan Sivas Sosyal Araştırma Merkezi tarafından yapılan bir anket çalışması var, bu anket çalışmasını şu anda inceliyorum. Çok ilginç sonuçlara ulaşılmış. Gençlik üstünde yapılan bu çalışmaya moda tabiri belirterek “Z kuşağı Araştırması” diyorum. Gazetemizde SİSAM sonuçları belirtilmişti. Bir de bunu köşeye taşımak istedim. Bunu diğer yazımla sizinle paylaşmak istiyorum, bu yazımın devamı niteliğinde olacak.
Dedim ya, Z kuşağına ister zibidi, ister alfabenin son noktası deyin ama umarım ilimizin Z Raporu olmaz. Ama SİSAM araştırması bana doğrusu gençlerin Sivas’ı pek istemediği sonucunu gösteriyor. Z Raporumuz umarım olmaz…