Peygamber pazarda gezmektedir, arkadaşları yanında, buğday tanelerine dokunur ve şöyle der: "Bizi aldatan bizden değildir!"... Çünkü yaş buğday taneleri ellerine bulaşmıştır...
Şimdi bu söz ticarete mal edilerek bol bol söylenir ve ticaret ehli olan ümmete atfen defaatlerle dillendirilir. Ama bunu dillendirenler başta olmak üzere hiç kimse üzerine almaz bu sözü...
Aldatmak...
Sadece ticarete mi mahsus aldatmak...
Siyasette aranmaz mı?
İşçi ile işveren arasındaki ilişkilerde aranmaz mı?
Amir ile memur arasında olmaz mı?
Yönetim ile halk arasında ki aldatmaları nereye koyacaksınız?
Bizi aldatan bizden değildir!..
Bu söz esasında her alanda, her yerde tablo olarak karşımıza çıkmalı, uyarı olmalı...
Son söz şari'den...
"Senin yanında hak yola dönenlerle birlikte, sana buyurulduğu gibi dosdoğru ol! Siz de azıp sapmayın. Allah, yaptıklarınızı çok iyi görmektedir." (Hud Suresi, 112.ayet)
Resûlullah kendisine uygulanması bundan daha zor gelen bir ayet inmediğine işaret etmek üzere, “Hud suresi ve kardeşleri beni ihtiyarlattı” dedi. Surenin nesinin kendisini ihtiyarlattığı sorulduğunda, “Sana emredildiği gibi dosdoğru ol!” ayetin kendisini ihtiyarlattığını söylemiştir...
Sana emredildiği gibi dosdoğru ol! hükmü ve aldatanın bizden olamayacağı sözü...
Hepimizi çevrelemeli, bu hükme çok ama çok iyi bakılmalı...
Kurtuluş burada...
Gerisi laf-ı güzar...
Vesselam...