Bir insan, neden şehrinin takımını tutmalıdır.
Veya “tutmalı” mıdır?
Ne dersiniz?
Öncelikle, sorunun temeline ve çocukluğumuza inelim isterseniz.
Çocukluğumuzda kurduğumuz, mahalle takımlarına kadar.
Güzel değilmiydi, aşağı yada yukarı mahallenin takımıyla maç yapmak. Maçlarımız, 5’de halftime 10’da biterdi.
Bir çoğunuz oynamıştır, böyle bir maç!
Hem de taştan, kaleler yaparak.
Hepimizin, çocukluğumuzun ve gençliğimizin en güzel günleriydi. Öyle değil mi?
Soruyorum sizlere; Böyle güzel günlerimizi geçirdiğimiz ve doğup, büyüdüğümüz şehrin takımına bir borcumuz yok mu?
Hepinizin var, dediğini duyargibiyim!
Evet, konumuz “şehrimizin” takımına destek olmak.
Bugünlerde “şehrimizin takımının” bizlerin desteğine daha fazla ihtiyacı var.
Sivaslılar olarak, hepimiz şehrimizin takımına destek olmalıyız ve peşinden koşmalıyız.
Çoğumuz, doğduğu büyüdüğü toprakları unutuyor ve düşüyor çok ama çok uzaklardaki takımların peşine!
Belki de hayatın da hiç göremeyeceği, sadece tv den izleyeceği oyunculara hayranlık duyuyor.
Sivaslıysan şanlısın, “İstanbul takımlarını” izlemek için!
Senede bir kez de olsa “şehrinin takımı yani Sivasspor” ile karşılaşmak için Sivas’a geliyorlar.
Bu nedenle, “yılda bir defada olsa” izleme fırsatı yakalıyorsun!
En azından bunun için bile desteklemelisin, şehrinin takımı Sivasspor’u...
Öyle değil mi?
Hatta şehrinin takımının “taraftar ürünlerini” değil, kilometrelerce uzaktaki bir şehirde bulunan “takımların” formasını ve lisanslı ürünlerini alarak, maddi yönden de destekliyorsun!
Açıkçası bu durum, pekde hoşuma gitmiyor.
Avrupa ülkelerine baktığımda, birçoğu kendi oturduğu bölgenin takımını tutuyor.
O nedenle de “sezon başında” statlarının yarısından fazlasını dolduracak, kombineler satıyorlar. Başka takımı tutmayı, akıllarından bile geçirmediklerini düşünüyorum.
Sonuçta; TV karşısında mutlu olmayı kabullenmiş, kendi çevresindeki değerlere sırtını dönmüş bir toplum haline geldik.
Peki, ben ve benim gibi kendi şehrinin takımını tutanların sevdası nerden gelmekte yada derdimiz nedir?
Cevap çok basit, “Memleket Sevdası” bizimkisi.
Bir insan elbette ki istediği takımı tutabilir, buna yasak konamaz!
Ama, önce en yakınındakileri, mahalleni, semtini, şehrini el üstünde tutacaksın. Bunların takımlarına değer vereceksin ve başarılı olmaları için çaba sarf edeceksin!
Asıl görevin bu olmalı!
İstanbul takımlarıyla “sevinç gösterisi” yapmak değil!
Kalın sağlıcakla...