Bugün ki, yazıma kulüp başkanlarının “futbolun ana sorunu” olduğunu ifade ederek, başlamak istiyorum. 

Unutmamalıyız ki, dernek statüsündeki hiçbir kulüp başkanı “patron değil” seçimle gelen yöneticidir. 

Sivasspor’da son yapılan kongrede değişiklik yapıldığını hatırlatmak isterim. 

Kırmızı-beyazlı takımımız, 17 Haziran 2023'de yapılan olağan genel kurulda yapılan tüzük değişikliği ile “Sivasspor Kulübü Derneği” olan statüsünün “spor kulübü” olarak değiştirildi. 

Sivasspor’da da son yapılan kongre “dernek statüsü”nde yapıldığı için seçimde çoğunluğu yakalama stratejisi üzerine kurulu bir yol izlendi. 

Seçimle yapılan kongrelerde hepimiz biliyoruz ki, seçim süreci çıkar anlaşmaları üzerine kurgulanan lobi faaliyetleridir.  

Genel kurullarda kulüp başkanı olmak için üyelerin oyunu almak gerekir. Bu bir kişide olabilir, bu bir grupta... 

İşte bu nedenle üyelerin desteğini almak için önlerine birtakım öneriler ve vaatler koyulması gerekir.  

Fakat, bu öneriler ve vaatler çoğu zaman kulübün çıkarlarına yönelik olmamaktadır. Her iki tarafında beklentisi karşılıklı menfaatler üzerinedir.  

Çünkü verilecek oy var ve bunun bir bedeli olacaktır! 

Nedense herkesin derdi, başkan olmak ve kulübü yönetmek isteğidir. 

Büyük fedakârlık! 

Bu durum bir sistematik kurgudur ve şu an için geçerli olan budur. 

Bu tarz yönetim anlayışında ne sürekli bir başarıdan ve ne de mali yönden sürdürebilirlikten bahsedebiliriz.   

Böyle bir yönetim anlayışının “çağımız koşullarına” cevap vermesi mümkün değildir ve olmadığını hepimiz görüyoruz.  

Borç içindeki kulüpler, ekonomik özgürlüklerini kaybettiklerinden bilinçli olarak yönetim tarafından “rehin alınmış” kurumlar haline getirilirler.  

Kulüp başkanlarının birçoğu oyunu “bu kurala göre oynayarak” varlığını devam ettirirler. 

Artık, futbolun endüstriye dönüştüğünü kabul edersek, profesyonel yönetimin oluşması bir zorunluluktur.  

Öyle ki bu tarz bir değişim, “meslek ahlâkı” değerleri ile beraber kaçınılmazdır. 

Size bir örnek verecek olursam; Normal şartlarda bir kulüp başkanı transfer için futbolcuyla görüşme yapmaz. Kulüp başkanının bilgisi dâhilinde, yetki verdiği yöneticiler görüşmeyi yapar ve en son imzada başkan ile futbolcu bir araya gelir.  

Futbol, hiç bir zaman futbolun içinde yer almamış, yeterli donanıma sahip olmayan ve bulunduğu konumu ikili ilişkilerle korumaya çalışan başkanlar tarafından yönetilmektedir.  

Bu durum az gelişmişliğin işaretidir! 

Az gelişmişliğin en büyük motivasyonu, para ve güçtür.  

Kalın sağlıcakla...