Mahalle Kahvehaneleri (Kıraathaneler): Eski zamanlarda, daha televizyon denilen icadın evlere girip de insan yaşamlarını dört duvarla sınırlamadığı, birincil ilişkilerin (gayri resmi olan) canlı yaşandığı o dönemlerde; insanlar hoşça vakit geçirebilmek ve vakit geçirdiği süreç içerisinde bilgili, tecrübeli, aklıselim insanlardan faydalanabilmek ve de bu yolla deneyim sahibi olabilmek adına kahvehanelere giderlerdi.
Kahvehane, kahve ve hane kelimelerinin birleşmesinden oluşmuştur. Buralar çayların, kahvelerin, tütünlerin içilip hoşça sohbetler edildiği yerlerdir. Bir dönem bu yerler kıraathanelere dönüştürüldü. Bazı mahallelere de kıraathaneler açıldı. Kıraathane ise kıraat Arapçada okumak, hane mesken anlamlarına gelmektedir. Buralar da insanların kitap, dergi, gazete gibi yayınları okuyup edebi sohbetler yaptıkları yerlerdi.
Önceleri her mahallede mahalle kahveleri bulunurdu. Bu kahveler imamlar, mahallenin ileri gelenleri ve akil insanlar öncülüğünde mahalle halkı tarafından doldurulmaktaydı. Genellikle buralarda ilmi, tarihi ve edebi sohbetler edilirdi. Bu sayede bilmeyenler bilenlerden bilgi yönünden istifade ederdi. Buradaki amaç zamanın en verimli şekilde kullanılmasıydı. Her gün yeni bir konu tartışılır, bazı günlerde şiirler okunurdu. Bazen hikâyeler, tarihi olaylar özellikle de cenkler anlatılırdı. Yani günümüzün tabiriyle buralar gençler için birer hayat okulu niteliğindeydi. Gençler, hayata hazırlandıkları o dönemde hayatın zorluklarını ve karşılaşabilecekleri güçlükleri daha önceden tecrübe etmiş insanlardan adeta hayat dersi alırcasına geleceğe daha sağlam adımlarla ilerlerlerdi.
Bu yerler geçmişte kitaplar, dergiler, gazetelerle ve bilgili, hayat tecrübesi yüksek insanlarla ve de bütün bu kaynaklardan feyz almak için dolup taşan gönül erleri ile doluyken; günümüzde maalesef içecekler eşliğinde çeşitli oyunlarla donalı, insanların boş vakitlerini öldürmeye yönelik tercihlerin eyleme dönüştüğü yerler durumuna gelmiştir.
Kuş Sevgisi: Ecdat gerek kurduğu vakıflar eşliğinde gerekse bireysel tabanda -sırf Allah’ın rızasını kazanmak adına- kendi uğraşları ile yaratılmış olan mahlûkatlar içerisinde hayvanlardan birçoğunun hakkını gözetmiş ve bu uğurda gerekli çalışmaları yapmıştır. Hayvanlar içerisinde de kuşlara ayrıca özel bir ihtimam sergileyişi gözlerden kaçmamaktadır. Bu durumu geçmişte yapılmış olan birçok uygulamadan görebiliriz. Özellikle mimari eserlerde, süslü büyük binalarda, imarethanelerde; kuşların konaklamaları, yuva kurmaları için çok zarif kuş evleri inşa edilirdi. Meskenler inşa edilirken kuşların susuz kalmamaları için uygun yerlere suluklar yapılırdı. Özellikle Göçmen Kuşlar Vakfı, Darı Vakfı gibi vakıflar sadece kuşlara hizmet için kurulmuş vakıflar olup; ceddimizin kuş sevgisinin hangi boyutlara ulaştığını meraklısına gösterir niteliktedir. “Devamı Haftaya”