Profesyonel bir takımın en önemli unsurlarından birisinin, takımın kadro yapılanması ve kadro mühendisliğinin olduğunu düşünüyorum.

Günümüz futbolunda kadro yapılanmasında bu durum fazla dikkat çekmemektedir.

Kulübün profesyonel takımında bulunan oyuncu kılavuzlarında, futbolcunun performans verileri, istatistikleri yani kısaca tüm dataları bulunur. 

Sezon öncesinde yada sonrasında göreve gelen teknik ekip, kadro mühendisliği içerisinde alacağı oyuncunun istatistiki bilgilerine ulaşmalıdır.

Alacağı futbolcunun istatistiki bilgilerinin yanı sıra takımın bulunduğu coğrafyaya ayak uydurup uydurmayacağına kadar araştırma ve inceleme yapmalıdır. 

Bana sorarsanız, bu tarz incelemeleri de yapmakta zorundadır.

Futbolcuyu sadece izleyerek transfer etmek, 90 yılların “futbolcu transferi” anlayışında kaldı.

İşte bu nedenlerden dolayı, ülkemizde teknik direktörlerin iki sınıfa ayrıldığını söyleyebilirim.

Benim ayırdığım, bu iki sınıf ne mi dersiniz?

Birinci sınıfa ayırdığım teknik direktörler; Kulübün takımını çalıştırmak ve lige hazırlamak için kendi planlaması ile yola çıkan ve çalıştıkları kulübün yönetimini yönlendiren teknik adamlardır.

İkici sınıfa ayırdığım teknik direktörler ise; Kulübün elindeki futbolcular ve imkanlarla yetinip, ne olursa olsun kulüp yönetimi ile ters düşmek istemeyen ve işine odaklanan teknik direktör profilidir.

 Evet, burada son derece önemli olan bir nokta ise yönetimlerin, teknik direktörlere bakışıdır.

Örneğin; Sivasspor’da çalışan hocalardan, Roberto Carlos, Werner Lorant ve Sergen Yalçın gibi isimlerin ilk kategoride bulunan hocalardan olduğunu belirtmek isterim.

Bu teknik ekip tarzıyla, “niyetleri ne kadar iyi olursa olsun”, mevcut yönetimin anlaşması neredeyse imkânsızdır. 

Bilmem, fark ettiniz mi bugün Adanademirspor’un aldığı kaliteli ayakların sadece ayakları kaliteli değil, birbirlerini tamamlayan oyuncular. 

Defansta ve orta alandan hücuma aynı dili yani konuşmaları onlara çok büyük artı katan değerlerdendir. 

Özellikle Sergen Yalçın, Sivasspor kadrosunda Litvanyalı kaleci Ernestas Setkus, Ganalı defans oyuncusu John Boye, Birezilyalı Cicinho, Aatif Chahechouhe, Mehdi Taouil ve İspanyol forvet Daniel Abalo Paulos gibi oyuncularla yapmıştı.

Şuan Sivasspor’un mevcut teknik ekibi eline ne verirsen onunla bir şeyler yapmaya çalışıyor. Sivasspor’da kadro mühendisliği olmadığı aslında burada daha net ortaya çıkıyor. 

Hal böyle olunca bu sezon; topa sahip olan oyuna şekil veren, daha az gol yiyen ve en önemlisi ne yaptığını bilen bir Sivasspor olmadı. 

Lig başlamadan önce hepimizin hayali ise bu durumun tersi olmasıydı.

Sivasspor’da gidenler ve yerlerine alınanları karşılaştırdığımızda takımın anlayışının baştan sona değiştiğini söylemek mümkün.

Ama teknik direktör Servet Çetin’in “ne kadar” değiştirdiğine siz karar verin.

Kalın sağlıcakla...