Ülkemizi Avrupa Kupaları’nda temsil eden takımlar, oynadıkları karşılaşmaların ardından hepimizi hayal kırıklığına uğrattılar.
Şimdi şu soruyu sormak lazım.
Peki neden “milyonlarca euro bütçeleri” olan takımlarımız, Avrupa’da tel tel dökülüyor?
Hepiniz aynı cevabı verir gibisiniz, “Sezon yeni başladı, takımlar oturmadı”.
Ben, bu söylemi kesinlikle kabul etmiyorum.
Sanki rakiplerimiz, aylardır sadece bu maçlara hazırlanıyorlarmış gibi konuşuluyor, Yanlış bir argüman.
Benim cevabım şu şekilde olurdu, yukarıdaki sorduğum soru için.
Cevap: Avrupa’da karşılaştığımız takımlar, bütçeleri fark etmeksizin bizden çok daha disiplinli, konsantre ve daha iyi şekilde maça hazırlanıyorlar. Bizim takımlarımızı çok ama çok iyi analiz ediyorlar. Pahalı transferler yapmak yerine transfer ettikleri futbolcuların vizyon ve çalışkanlıklarına çok daha önem veriyorlar. Avrupa Kupaları’nda takımlarımıza rakip olan kulüpler, bulundukları ülkenin “liglerindeki rakipleri” onları sürekli hazır tutuyor.
Ben böyle düşünüyorum!..
Mesela, Galatasaray ligde rakip olarak Hatayspor ile maç oynarken, Young Boys Basel, PSG veya Lille ile oynuyor. İşte buda gösteriyor ki, rakiplerin kadar iyi ise sende o kadar iyi olabiliyorsun futbolda,
Öyle değil mi?
Ülkemizde ki Süper Ligde Anadolu takımları ile üç büyükler arasında ekonomik yönden çok büyük bir uçurum var.
Makas çok feci boyutlarda.
Ülke takımlarımızdaki borç dağlar kadar. Buna bir de özellikle Anadolu kulüplerimizdeki tesis eksikliğini ekleyince ister istemez, üç büyüklerle fark çok ciddi şekilde açılıyor.
Geçen sezon bu durumun çok net örneğini gördük!
Şampiyonluk mücadelesi veren Galatasaray 102 puan ve Fenerbahçe 99 puan toplayarak, en yakın rakiplerine 40’tan fazla puan fark attılar. Bu ülkemizin futbol tarihinde görülmüş bir fark değildi.
Bence, bu sezonda farklı olmayacaktır.
Evet, ne yazık ki ülkemizde “oynadığınız lig” takımların standardını belirliyor. Adı “Süper” ama kendi Süper olmayan lig!
Burada da görüyoruz ki, ligimizin standardı Avrupa’daki birçok ligden aşağıda kalıyor.
İşte, tam da bu yüzden “Avrupa kupası” maçlarında “tel tel” dökülüyoruz.
Tüm futbol paydaşları olarak; teknik heyetiyle, futbolcusuyla, yöneticisiyle, sahaların zeminleriyle, hakemiyle ve taraftarıyla her şeyiyle standardımız çok aşağıda kalıyor.
Ben, hele hakemler konusunda ayrı bir yazı yazmam gerektiğini düşünüyorum. Öyle ki, futbolcularımızın maç esnasında yaşadıkları “ikili mücadelede” Avrupa’da faul beklediği pozisyonları görünce utanıyoruz.
Faul konusunda da “düşük standartlara” alışmışız!
Kısacası; Ülkemizde futbol her anlamda yükselmedikçe “ki çok zor gözüküyor” biz “Milyar Euro’luk” kadrolar da kursak olmayacak.
Bir köy takımı gelip “bizi” Avrupa’dan eler ve evimize gönderir.
Haksızmıyım?
Şöyle bir düşünüyorum da “son 16 turuna” kalan Sivasspor’umuza çok büyük haksızlık etmişiz!
Hem de kısıtlı bir bütçe ve kadro ile kalmasına...
Bu sezon her ne kadar, başarılı bulmasam da “Avrupa Kupaları’nda” yoluna farklı kulvarlarda da olsa devam eden takımlarımıza başarılar diliyorum.
Ülke puanımız için!
Kalın sağlıcakla...