Geçtiğimiz hafta sonu yapılan, Sivasspor’un Olağanüstü Kongresi’nde “ben başkan olsam” ne yapardım diye düşündüm.
Daha bir yılını yeni doldurmuş Başkan Bahattin Eken’in koltuğuna, bir dönem birlikte çalıştığı basın sözcüsü Gökhan Karagöl talip olmuştu.
Kırmızı beyazlı cami yeni bir seçime gitti.
Futbolda hiçbir zaman dün yoktu!
Bunu kongrede bir kez daha gördüm.
Ben bir kulüp başkanı olsaydım nasıl bir yönetim sergilerdim diye kendi kendime düşündüm ve aşağıdaki maddeler aklıma gelen “ilk” konular oldu.
Futbol ve diğer spor branşlarının yönetimi...
Öncelikle, Spor branşlarının yönetimi için ilk yapacağım şey; her bir branş için ayrım yapmaksızın “alt yönetim kurulları” oluştururdum.
Bu yönetimleri oluştururken o sporda yani branşta bilgili, donanımlı ve tecrübeli kişilere emanet etmek olurdu.
Uzun vadeli planlar oluştururdum. Her yıl sıfırdan kadrolar oluşturmak yerine, bir iskelet oluşturmayı ve onun üzerine yükselen bir başarı grafiği kurmayı hedeflerdim.
Bir başkan futbol ya da basketboldan anlamak zorunda değil!
En azından ben, öyle düşünüyorum.
Başkan olmam hasebiyle, alt yönetim kurullarının hazırladığı çalışmaları dinler ve bütçeme uyanların yapılmasına karar verirdim.
Hazırlayan değil, dinleyen ve karar veren olmalı!
Bu alt yönetim kurullarında bulunan arkadaşlarımın, ülkemizin dinamiklerine mutlaka hakim olması gerekir.
Transferler, genel plan doğrultusunda yapılacak!
Yapılacak olan transferlerde alınan oyuncuların yaş ortalaması, belirli bir aralıkta olmalı.
Sportif yetenek kadar, karakteri, yaşantısı, oynadığı kulübe ve camiaya bağlılığı da önemli kriterler olacaktır.
Tabi ki, her sezon bir yıldız oyuncu transferi de yapılmalı.
Yapılacak olan yıldız transferi, hem taraftarı havaya sokacak hem de forma ve reklam geliri gibi ek gelirler sağlayacaktır.
Başkanı olduğum kulüp için geniş bir scouting ağı kurarım. Dünyanın birçok ülkesindeki oyuncular için listeler oluşturulmalı, bu oyuncular belirli bir süre takip edilmeli ve haklarında raporlar hazırlanmalı.
Futbolcuların, hem sportif anlamda yetenekleri hem de karakterleri analiz edilmeli. Dünyanın sayılı birkaç zengin kulübünden biri değilsem, bu oyuncuları uygun bir rakama transfer ederek, yüksek meblağlara satıp kaynak yaratmayı ön plana alırım.
Teknik direktör olarak belirlediğim kişiyle uyumlu çalışabilecek, alt yapı hocalarına görev veririm. Teknik direktörün kendisi de bu ekibi kurabilir. Böylece profesyonel takımda ve altyapılarda aynı taktiksel yönelim geçerli olacaktır.
Altyapılardaki hedefim; şampiyonluklar kazanmak değil, A Takımlara iyi sporcular yetiştirmek olacaktır.
Kulüplerin taraftarları ile iletişimi oldukça önemli. Sürekli toplantılarla her konuda taraftarlarımı bilgilendiririm. Böylece taraftarlarımın benden beklentilerini belirlemiş olurum.
İletişime önem versem de kesinlikle, sosyal medyadaki tepkilere göre kararlar almazdım.
İşin içine girmeden, uzaktan ahkam kesmek kolay tabi.
Benim düşüncelerim teorik olarak bu işin nasıl yapılması gerektiğine dair bir fikir alışverişi sadece.
Kalın sağlıcakla...