Süper Ligin son haftasında Sivasspor’umuz Alanya deplasmanında Alanyaspor ile karşılaşacak.

Her iki takım içinde hedefsiz bir maç!

Sivasspor’umuzun küme düşmesinin kesin olmasından dolayı, son kez sahaya çıktığı bu mücadele aynı zamanda Süper Lig’e vedası anlamına geliyor.

Sivasspor adına bu maçı değerlendirmenin çokta bir önemi yok diye düşünüyorum.

Sezona göz atmak daha doğru olacak...

Ligin ilk haftasından itibaren, sorunlarına bir türlü çözüm bulamayan Sivasspor’da takımın ligden düşmesindeki “en büyük hatanın Ömer Erdoğan’a çok uzun süre sabredilmesi” olduğunu düşünüyorum.

Ömer hoca döneminde iki maç alınmış olsa, şimdi başka şeyler konuşmuş olabilirdik.

Sezon boyunca takımın istatistikleri de çok kötüydü.

Bir sezonda toplamda 3 kez teknik direktör değişikliği yaşamak ve sezon boyunca “alternatifsiz” aynı futbolcularla mücadele etmek sonun kaçınılmaz olmasını sağladı.

Ben, küme düşmenin Sivasspor adına “Süper Lige” bir elveda değil sadece kısa bir veda olmasını diliyorum.

Sivas’ımızın plakası olan 58. yaşına giren “bu koca çınar” umarım bu özel yıla yakışır bir şekilde mücadele ederek, yine düştüğü yerden kalkar. Hak ettiği yere yani “Süper Lige” geri döner.

Unutmamalıyız ki, küme düştükten sonra da hayat var.

Futbolda küme düşmek, bir kulübün başına gelebilecek en büyük felaket olarak görülüyor.

Böyle bir durumda futbolcular, teknik ekip, hatta yönetim bırakıp gidebilir. İçlerinden aidiyet duygusu yüksek olanlar kalıp bu “ayıbı” tersine çevirmek için kolları sıvayabilir, ama mecburiyetleri yok.

Sonra elbette taraftar, tercih hakkı ve vazgeçme lüksü yoktur.

Taraftar, tuttuğu takımın ebeveyni gibidir. Çocuğu başarısız oldu diye onu sevmeyi bırakamaz. “Bu beceremedi, gidip kendime başka evlat bulayım” diyemez…

Hepimiz, elbette küme düşme olayının şoku geçer geçmez, gerçeklerle de yüzleşeceğiz.

Bir defa para azalacaktır. Sivasspor yüklü bir gelir kaybına uğrayacak.

Azalan para, takımda bulunacak futbolcuların kalitesini de etkileyecektir.

Transfer döneminde kulübün maddi olarak sıkıntı yaşamasından dolayı, eldeki iyiler gitmek ister, dışarıdaki iyiler gelmek istemez.

Ligler arası geçişlilik futbolun doğasında var ve bu oyunun tadı tuzu. Bu acıyı yaşamayanların sayısı, ülkemizde bir elin parmaklarını geçmez.

Geri dönmek, eskisinden daha zor olsa da her daim mümkün!

Kimliği güçlü olan bir kulüpseniz, sırf kendi geçmişinize bakmak bile dönüş haritasına dair ipuçları verebilir.

Evet, aşağıda da hayat devam ediyor!

Orada da futbol oynanıyor!

Biz, neden düştüğünüzü bilirsek “nasıl çıkacağımızı” da biliriz o zaman.

Kalın sağlıcakla...