Her yıl kameri ayların 29 veya 30 günü olmak üzere gelen aya 11 ayın sultanı şehr-i ramazan diyoruz. Bütün İslam dünyasında büyük bir sevinçle karşılanır. Ramazan öncesi her taraf temizlenir , her türlü hazırlıklar yapılır.

“ Ey İnananlar! Oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, Allah'a karşı gelmekten sakınasınız diye, size sayılı günlerde farz kılındı. İçinizden hasta olan veya yolculukta bulunan, tutamadığı günlerin sayısınca diğer günlerde tutar. Oruca dayanamayanlar, bir düşkünü doyuracak kadar fidye verir. Kim gönülden iyilik yaparsa o iyilik kendisinedir. Oruç tutmanız eğer bilirseniz sizin için hayırlıdır. “ (Bakara Süresi,183,184)

Kur’an-ı Kerim oruçla ilgili çok açık bir şekilde söylenmesi ve yapılması gereken ne varsa hepsini söylemiştir .

Siz kafanıza göre istediğiniz zaman tutamazsınız. Kameri ayda tutulacak ve 29 veya 30 gün tutulacak. Kameri ayda tutulmasının sebebi her yıl 10 gün önce geldiği için insan ömrünün tamamında her mevsim tutulacaktır. Belli bir mevsime veya aya bağlı kalınmayacaktır.

Oruç bizden önceki ümmetlere ,topluluklara da farz kılınmıştır. Bizler bu konuda tek değiliz onun var olan feyzinden faydalanacağız.

İçimizden hasta olanlar,yolcu olanlar,Çeşitli sebeplerden dolayı dayanamayıp tutamayanlar bunun karşılığında tutamadıkları oruç sayısınca daha sonra tutacaklardır.

Oruç tutamayacak kadar hasta ,düşkün , kronik rahatsızlığı olan, sürekli ilaç kullananlar bir düşküne bir fidye yani FİTRE karşılığı yoksula ,muhtaca, ihtiyaçlı olanlara oruçları sayısınca sadaka vereceklerdir. Buradaki temel espri oruç karşılığında yoksulu doyurmak onu ramazanın rahmet ,merhamet ve yardımlaşma ruhundan faydalandırmaktır. Gönül huzuru ,iç rahatlığı sağlamaktır.

Oruç ibadeti diğer ibadetlerde olduğu gibi bizim içindir,Yoksa Allah (C.C) bizim orucumuza ihtiyacı yoktur. Bir Hadisi şerifte Peygamberimiz (S.A.V) söyle buyurur:

"Kim, inanarak ve karşılığını Allah'tan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır." (Buhari, İman 28, Müslim, Sıyam 203 ) Diş kırası;daha düne kadar ramazan ayında çok güzel ve Müslümana yakışır bir şekilde ve ramazanın ruhuna en uygun olan adetlerimiz vardı.

Ramazanda iftar yemeği verecek kadar maddi imkanı olanlar muhtaç kişilere sahur verirler ,sahurdan sonra da gelen davetlilerini uğurlarken onlara keselerin içinde para verirlerdi . Buna diş kirası derlerdi. Şöyle demek isterlerdi.

”Evimize geldiniz, davetimize katıldınız, yemeğimizi yediniz, yoruldunuz zahmet ettiniz, buna karşılık buyurun bunun karşılığını küçük bir hediye.”

Bu iftarlar karşılık bekleyip lüks otellerde lüks yemekler yedirerek çaka satanlar için değil. İftarlarımızda sofralarımızı fakir ,fukara ve yoksullar doldurmalı onların dualarını almalıyız,varımızı böyle değerlendirmeliyiz. Ameller niyetlere göredir.