Geçmiş yıllara bakıp, şöyle bir hesap yaptım.  

Birçok yaşıtıma göre belki de çok maç izlemişimdir. 

Bu süre zarfında Sivasspor’u çalıştıran bir çok hoca gördüm.  

Aralarında kendini Türkiye’ye ispatlamışından tutun, ilk kez bizde şansını deneyene kadar. 

Her kesiminden vardı. 

Hepsi için değilse de birçoğunda süreç genelde şöyle gelişti, diyebilirim.  

Göreve geldiler, kendi ilke ve esaslarını takıma yerleştirmeye çalıştılar.  

Gelmeleri ve kendi ilke ve esaslarını yerleştirmeye çalışmaları esnasında her zaman anlayışla karşılandılar. 

Maçlar oynanmaya başladığı zaman, kendi ilke ve esasları tribünlere uymadığı durumlarda ufak tefek homurdanmalarla karşılaştılar. 

Bazıları bu homurdanmalara kulak verdi! 

Kimi, açıklama yapmaya veya kendi ilke veya esaslarını yumuşatmaya çalıştı, kimisi ise hiç duymamazlıktan geldi. 

Öyle ki haftalar geçmeye başladı, puanlar alındı lider olundu, ancak duymamazlıktan gelenler için homurdanmalar devam etti. 

Hatta bazı maçlarda daha da arttı! 

Bazı hocalar tribünlerin etkisi altına girdi. 

Kimisi tribünlere oynamak için yanlış bile olsa ne istiyorlarsa yapar hale geldi.  

Kimi inatçı çıktı, taraftarlar ne istiyorlarsa doğru bile olsa “yapmaz” hale geldi. 

Bu inadın doğal sonucu olarak ta takım puan kaybetmeye, takım puan kaybettikçe gerilmeye, gerildikçe hata yapmaya başlandığı da oldu. 

Camia gerilmeye başladığı zaman yönetimler devreye girdi. Önce tribüne ayar vermeye çalıştılar, baktılar olmuyor hocaya ayar vermeye çalıştılar.  

Olan takımın futboluna ve yakaladığı ahenge olurdu. 

Şartlar ne olursa olsun, taraftarlar istemese de uzun süre takımın başında kalan hocalarda oldu. 

Teknik Direktör Rıza Çalımbay, mesela... 

Kadro ne kadar kısıtlı olursa olsun! 

Taraftar ne tepki verirse versin! 

Sivasspor’u üst üste 3 kez Avrupa Kupalarına götürme başarısı gösterdi. 

Böyle bir başarıya rağmen yine de eleştirilerden pay aldı. 

Futbol bilgisine çok güvendiğimiz bir büyüğümüz ve hemşerimizdi aslında... 

İşte o zaman çok daha iyi anladım, Sivasspor’da hoca olmanın ne kadar zor olduğunu. 

Teknik, taktik ve oyun okuma dahil, daha birçok özelliği olsa da Sivasspor’da hoca olmak ayrı bir uzmanlık gerektiriyor. 

Benim, hocalara naçizane tavsiyem “ne tribüne inat karar alın” ne de tribün için karar alın. 

Ancak, kendi bildiğinizi okuyun demiyorum! 

 Bugünlerde gündem gene oyun ve hoca! 

Eleştirilerin dozu her geçen gün artıyor. 

İşte bunun için diyorum ki, “Zordur Sivasspor’da hoca olmak!” 

Kalın sağlıcakla...