Külfetli sözcüklere sığınmış çağ yazarı
Aşk yoksulluğundan habersiz, yine bir mertebe atladı
Ustasız çıraklık ta üstüne yoktu
Kendine duyduğu sadakati bırakmayarak
Yol alacağını düşlerken, kayboldu
Hep bir adım kaldı sandı; ta ki başladığı yerin
Son olduğunu görünce ye dek
Unutturan şair
Şairlerin küçük evlerinde büyüdüm
Her kibirli aşkın son sözünü söylemeyi öğretti o şiirler bana,
Aşkı tanıdıkça şiire bulandım,
Şairi tanıdıkça, şiiri unuttum
Ölüm paranın kokusunu sevmez
Biliyorum seni en çok para mutlu ediyor
Senin için tarih bile
Sırtına yüklediği hazineleri, okyanus ötesine taşıyanların maceralarındaki heyecanla sınırlı
Ağır para kasaları, hangi büyüklükte olursa olsun
Sırtında eskittiğin yeleğin kadar hafif
Kazanamadıklarını kazanınca
Yükün hafifler mi bilinmez
Ancak sana paradan daha sıcak gelen bir şey olmadı
Biliyorsun
Üşüşende kimse seni paralarınla gömmeyecek
Yanında uzun yıllar çalışan ama üşüdüğünü hiç söylemeyen garip söyledi
Kahır etmeden yol alınca; mevsimler birbirine benziyor diye
Onu üşüten sen değilsen bile, ısıtan da değildin
Uykunda bile üşümedin, düşlerinde de hep zenginlik vardı
Yine de şunu sormadan edemedin
Ölüm paranın kokusunu sevmez
Haklıydın da
Terk ediş
Ardımızda bıraktığımız kapıyı açacak çok dilenci var
Bırak girsinler
Terk ettiklerimizi değil
Terk edemeyeceklerini bulacaklar
Kumaş kokusu
Bir ara kıyafetlerimin ölçüleriydi umursadığım en değerli ölçüler
Baba yadigârı terzim
Kumaş kokusunu alamadığı için bırakmıştı terziliği
Yazmayı ise okumayanlar bıraktırdı bana...
Hırdavatçı kalbi
Bir baharın sonunda kaybettik onu
Sessiz sedasız geçtiği sokakları vardı kalbinde
Yolları kaplayan arabalar, hayallerini yıkarken
O, hep eski resimler aradı
Siyah tozlu ellerinde sesi çıkmayan radyo düğmeleri,
Tarihin adisyonları olarak kahırlanırken
Hırdavatçı,
Düşlerini, dükkânın tozlu raflarına bıraktı
Yitik yol
Bir kerede gözlerinin gölgesin de bekleseydin şu sırtı kambur fikri
Bak ondan artanlar; seni nasıl tamamlayacaktı
Hiç durmadın, o soğuk köşenin sıcaklığında
Gitmediğin yerlere hükmedemediğini bile bile, kaybolurken
Bir kere bile kendini aramakla yorulmadın
Hep yürüdün,
Lakin seni kendinden de götüren yoldu, o yol
* Şiirler yazara ait olup; ilk kez burada yayınlanmıştır.