Fıkra buya bir zamanlar gazete muharrirlerinden biri köşe yazısında bir sebepten dolayı diğer yazara “it oğlu it” diye hakaret etmiş...Mahkemeye düşmüşler bir süre sonra mahkemeye çıkmışlar. Hakim sormuş avukata “Müvekkiliniz vekilinize hakaret etmiş ne diyorsunuz?” diye.

Avukat cevap vermiş; “Efendim müvekkilim bu sözü hakaret manasına söylememiştir, biliyorsunuz Türkçemizde bazı sözler hakaret değil övgü manasına kullanılır “mesela ; it oğlu it amma güzel araba kullanıyor,it oğlu it amma da güzel giyiniyor,it oğlu it amma da güzel yazıyor” gibi, diye savunma yapmış.

Hakim diğer tarafa sormuş sizin diyeceğiniz bir şey var mı diye ,savunma avukatı cevap vermiş. “Ne diyelim hakim bey it oğlu it öyle bir savunma yaptı ki söylenecek bir şey bırakmadı.”

Öncelikle akıl zafiyetine tutulmuş histeri hastası biri çıkıyor, Allah, kitap, peygambere ağza almaktan hicap duyduğumuz sözler söylüyor. Aklınca şöhret olmak olmak istiyor. Toplumda bu tür zavallılar çok denecek kadar fazla ne yazık ki.

Şahıs acizdir; kelime hazinesi dardır, üç beş kelime ile ancak konuşur, böylece dar daracık dünyasında salya sümük etrafına saldırır durur, bir şeyler yaptığını zanneder . Yapılan bir şey değildir. Kendi acizliği ve yalnızlığıdır.

Bu tipler piyon gibi kullanılmaya müsait tiplerdir. Sen kahramansın de istediğini yaptır. Sivas’tan da böyle meczuplar ara sıra çıkıyor.

Aslında bu olayın arkasında mecliste yaşanan üzücü olayın etkisi vardır onun devamı niteliğinde bir hadisedir.

Sen kalkacaksın bütün bir meclisi terörist ilan etmeye çalışacaksın, şeref, haysiyet bir birine katacaksın, ne dediğini bilmeyecek kadar saçma şeyler söyleyeceksin ve birilerine yol gösterir duruma geleceksin. Birileri de çıkıp sana methiyeler dizecek, yok öyle yağma herkes ne söylüyor ne yapıyorsa karşılığını görecek ve cezasını çekecek .Bu ne yediği bilinmeyen kimin nesidir kimin fesidir tanıyıp bilmediğimiz kişi gibi. Yazdığının arkasında duramayacaktın ne diye birden bire dayılandın sonrada totnistan burası Türkiye Cumhuriyeti iki dinleyip bir söyleyeceksin. Bunlar nasihat tarzı şeyler amma ki sizler ve nasihat....

Rivayet edilir ki İran padişahı Şah İsmail Yavuz Sultan Selim Han’a bir çıkın içerisinde pislik sarmış ve göndermiş. Yavuz’dan karşı cevap aynı şekilde bir çıkın içerisinde gül lokumu altında bir name “Herkes yediğinden ikram eder”